Birbirinden Başarılı 5 Türk Kadın Yönetmen

Türk sinemasına yön veren, oldukça yetenekli ve başarılı kadınlar bu yazının konusu. Her biri “bu iş erkek işi” anlayışına adeta meydan okumuşlar, sevilen ve ses getiren filmleri yönetmişler, sette fırtınalar estirmişler. Onların bitmek bilmeyen enerjileri “action!”da hayat bulmuş. “En sevdiğin yönetmen kim?” sorusunun cevaplarında yerlerini almışlar. Onlar yönetmen koltuğunda parlayan kadınlar. Hayallerimizi kısıtlamamamız gerektiğini bize gösteriyorlar. Eğer sinemaya gönül verdiysek, eğer film fikirlerimiz varsa, eğer kendimizi bir filmi yönetirken hayal edebiliyorsak bizler de pekala yönetmen olabilir; önce klakete, sonra beyazperdeye ismimizi yazdırabiliriz. Kim bilir, belki ödüllere de doymayız. En çok izlenen filmlerin mimarı oluruz. Hadi, Türk sinemasının gururu olan, cesaretleri ve azimleriyle birçok yönetmenin arasından sıyrılan 5 kadın yönetmeni şöyle bir inceleyelim.

Yeşim Ustaoğlu

18 Kasım 1960’ta Çaykara’da dünyaya geldi. “Bulutları Beklerken” (2003), “Araf (2012), “Güneşe Yolculuk” (1999), “Pandora’nın Kutusu” (2008) gibi filmlere imza attı. Bulutları Beklerken, Sundance Film Festivali’nde; Güneşe Yolculuk, Berlin Uluslararası Film Festivali’nde; Pandora’nın Kutusu San Sebastian Film Festivali’nde ödüller aldı. Filmleri pek çok ülkede vizyona girdi, pek çok festivalde gösterildi.

Deniz Gamze Ergüven

4 Haziran 1978’de Ankara’da dünyaya geldi. Türk ve Fransız asıllı yönetmen, “Mustang” (2015) filmiyle Cesar En İyi İlk Film, Cesar En İyi Özgün Senaryo, Goya En İyi Avrupa Filmi, Fassbinder ödüllerininin sahibi oldu ve Yabancı Dilde En İyi Film Oscar’ına aday gösterildi fakat kazanamadı. Ayrıca bu yıl içinde “The Handsmale Tale” dizisinin 2 bölümünü de (Sacrifice, Liars) yönetti.

Tomris Giritlioğlu

1955’te Kadınhanı Konya’da dünyaya geldi. 1979 yılında açılan yönetmenlik sınavıyla sinema kariyerine başladı. Önce “Tabletten Kasete”, sonra “Beyoğlu” isimli iki belgesel çekti. İkisi de yurt dışında ödüller aldı. 1989 yılında “Kanto’dan Tango”ya adlı ilk filmini çekti. En çok dikkat çeken filmi ise “Salkım Hanım’ın Taneleri” oldu. Bu filmle 1999 yılında Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Film ödülünü aldı. 2002 yılında TRT’den emekli oldu.

Zeynep Işıl Özgentürk

19 Eylül 1948’de Gaziantep’te dünyaya geldi. 1992’de “Seni Seviyorum Rosa” filmini hem yazdı hem de yönetti. Bunun dışında “Balalayka” (2000), “At” (1982), “Bekçi” (1985) filmlerinin senaristliğini yaptı. Aslında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunlarından biri olan Zeynep Işıl Özgentürk, yazdığı kitaplar ve Cumhuriyet Gazetesi’ndeki Sanata Bakış köşesiyle de biliniyor.

Cahide Sonku

Türk sinemasının ilk Türk kadın yönetmeni ve yıldızı. 27 Aralık 1919’da Yemen’de doğdu. 18 Mart 1981’de de İstanbul’da hayata gözlerini yumdu. Sonku’nun yönetmenliğini yaptığı “Beklenen Şarkı” (1953), “Vatan ve Namık Kemal” (1951) ve “Fedakar Ana” (1949) filmleri Türk sinemasında çok önemli bir yere sahip. Kadının konumunu bambaşka ve daha güçlü bir şekilde ortaya koyması ise kalbimizde… <3

Bu 5 kadın yönetmenin sana da örnek olmasını diliyorum. Çünkü sen de istersen yapabilir, yıldızlara ismini yazdırabilirsin. Filmlerinle ya da başka alanlarda hem kendini ifade edebilir hem de birçok kadına yol gösterebilirsin. Bunun için hayal kurmalı ve hızını kesmeden çalışmalısın. Vee regl günlerinde sana her harekette rahatlık ve güven sunan Yeni Kotex Active’i kullanmalısın. Kadınlar istedikleri her işte başarılı olabilir, kadınlar #isterseyapar!