Ekonomik kalkınmışlık konusunda, İskandinav ülkelerinde yaşayan insanların hepsinin zengin olduğu algısı oluşmasın. Lüks arabalarla dolu bir cadde de görebilirsiniz, ışıltıdan uzak eski yapılarla donatılmış sokaklarda. Birinci ağızdan söylemem gerekirse, İsveç’e ilk gittiğimde insanların nasıl bu kadar sakin yaşadıklarını düşünmüştüm. Elinizin altında her türlü imkan var, ancak bu çeşitlilik sokaklarda düzenli bir görüntü oluşmasını engellemiyor.
1) Düzen ve Şehir Planlaması
Avrupa ülkelerinin genelinde “Old Town” (Eski Şehir) ayrımına rastlayabilirsiniz. Tarihi yarımada olarak da düşünebilirsiniz. Oldt Town’ da sokaklar genelde dar ve uzun ince olurlar. Yollar labirent gibidir ve gidiş ya da dönüş olmak üzere tek şeritten oluşurlar. Bu durumda insanlara yol bilinci kazandırıyor bir bakıma. Girilmemesi gereken yolları kullanmıyorlar.
2) Minimal Yaşam
Minimal yaşam bir bakıma düzenliliğin sonucu olarak görülebilir ancak buradaki minimalizm, şehir içi evlerin çok büyük olmaması ve kullanılan arabaların da çok fazka yer kaplamayan modellerden tercih edilmesi olacaktır. Danimarka’da insanlar günlük hayatlarından ‘araba’ sözcüğünü çıkarmış durumdalar. Çoğu zaman bisiklet ile ulaşım sağlıyorlar.
3) Ortak Değerlerin ve Kültürün Korunması
Tarihsel bir bakış açısıyla yaklaştığımızda, İskandinav toprakları büyük imparatorluklar için arzu edilen topraklar arasında sayılmazdı. Ancak bu durum onları olumsuz etkilemedi. Aksine, insan yaşamına ve değerine önem veren, bireyselliği koruyan, toplum faydalarını öne çıkaran kurallar benimsemesi ve özgürlükleri korumasına olanak sağladı. İsveç’te sokak ortasında bulunan, kimlere ait olduğu bilinmeyen, ancak tarihi bir değeri olduğu aşikar eski bir yapı vardır. Yapıya bulunduğundan beri tek bir zarar gelmemiş. Hatta olumsuz hava şartlarında üstüne bariyer bile kuruluyormuş.
4) Yüksek Bilinçle Yaşamak ve Bilgiye Verilen Değer
İsveç’te yaşayan bir üniversite öğrencisi, kendi ülkesini başkalarına tanıtmaktan mutluluk duyuyordu ve bu işi sevdiği için gönüllü olarak yapıyordu. Para kazanmadığı ve okuduğu bölümle alakasız olduğu için endişe duymuyordu. Amacı toplumlar arası iletişimi sağlamak ve mutlu olduğu işi yapmak. Peki okuduğu bölüm mü ne olacak? Bilgiyi hep üste tuttuğu için pişmanlık duygusunu hissetmeden mezun olacak ve kendini ortaya koyup kendi iş tanımını kendisi geliştirecek. Bahsettiğim kişiyi İsveç’te tanımıştım. Bana Stockholm’ü tanıtmıştı. Hem Stockholm’ü hem de insanlarını tanıma imkanı buldum. İskandinav ülkelerinde yaşayan insanlara imrenmemek elde değil, ancak asıl amaç onlardan edindiğimiz dersler ve kendi hayatımıza uygulamamız olmalı.
Kaynak: Ceotudent