Astroloji, günümüzde her ne kadar insanların kendini övmek, evleneceği insanı tanımak adına kullanılıyor olsa da, astroloji bize; kendimiz hakkında, çevremiz hakkında, aşkımız hakkında bir çok bilgi edinme olanağı sunar. Bireyin ruhunu, şansını, travmalarını, zorluklarını öngörmesinde ışık tutar.
Birey astroloji sayesinde kendini tanıma konusunda destek alır. Fakat bireyin benliğini oluşturan yapan cinsiyeti midir? Cinsel yönelimi midir? Deneyimler elbette toplumda yaşadığımız baskılarla şekillenir lakin deneyimler bireyin özüyle değil çevresiyle alakalıdır. Birey bu deneyimlerle kendi öz benliğiyle savaşır ya da savaşamaz.
Bireyin özü deneyimlerle veya çevreyle oluşmaz. Birey dişil ve eril enerji taşıyabilir, taşımayabilir de! Karaktere atanan cinsiyete değil, taşıdığı enerjiye, ruha bakmalıyız. Karakterin travmaları, çevresi, deneyimleri cinsel yönelimini belirlemez, bu yüzden doğum haritamızda bunu aramak da saçmalık olacaktır. Bireyler toplumsal normlar yüzünden cinsel yönelimini yaşayamıyor olabilir fakat bu özünü değiştirmez..
Ben bu noktada insanlara yardım eli uzatan astrolojinin cinsiyet ve yönelim olarak toplumsal bir dil kullanmasına ve istemeden ayrımcılık oluşturmasına çok karşıyım. Uzun zamandır gözlemliyorum.
Eş cinsellik astrolojide bir anlam taşır mı? Farklı göstergeleri var mıdır? Doğum haritası, bedenimizle ya da toplumun normlarıyla uzlaşmayacağımızı açıklar mı? Gözlemime göre cevabım hayır. İnternette kova burcu sıra dışılığı simgelediğinden buradan anlayabileceğimiz yazıyor. Fakat kime göre sıra dışı? Doğduğunuzda ruhunuz bir normalliğe uyum sağlamak için mi doğuyor da sonradan sıra dışı oluyorsunuz? İncelediğim hiçbir haritada böyle bir ‘sıra dışılık’ söz konusu olmadı.
Ruhumuzun, aşkımızın cinsiyeti yoktur. Heteroseksüel, biseksüel, eşcinsel, panseksüel, aseksüel vs. gibi yönelimlerin hiç biri sıra dışı olmadığı gibi astrolojide de öyle bir anlam aramak saçma olacaktır.
Astrolojide terazi burcunun evi olan 7. evimiz bize ortaklıklarımızı, evliliklerimizi anlatır. Eğitimimin başında kafamda hemen bir soru oluştu. Toplumsal normlardan dolayı evlenemeyenler fakat aynı bağ ile iletişimle bağlı olan çiftler; onları yok sayarak mı haritaya bakacağız? Flört evi olan aslan burcunun evi 5.eve bakmak ne kadar doğru olur? Bu söylediklerimin en güzel kanıtı ise yıldızlarda bir imzaya bakılmıyor olması. 7. ev ortaklıklarımızı anlatır evet. Kurduğumuz ilişkiler imzasız da bir ortaklıktır, hayat ortaklığı. 1 seneyi aşkın artık hayatınızda evlilikten farksız olan bütün ilişkileri 7. evimizde görebilir, yorumlayabiliriz.
Astroloji sitelerinde, internette gördüğümüz akrep kadını, koç erkeği gibi kıyaslamalara katıldığımı söyleyemeyeceğim. Ben astrolojideki cinsiyetten bağımsız olarak cinsiyet göstergelerinin dişil ve eril enerji olduğuna inanıyorum. Birey ikisine de sahip olmayabilir tabii! Bu demek değil ki ilişkilerde böyle bir denge kurulmalı. Bu kişinin ruhuna, duygularına veya isteklerine kalmış bir dengedir. Kişilerin enerjileri ve ruhlarının seçimleri vardır. İki dişil enerji, iki eril enerji, bir dişil bir eril enerji ve bunun gibi bir sürü denge unsuru vardır.
Yönelimler sonsuzdur, önemli olan aşktır!
Fakat unutmayın ki harita bir bütündür. Ben sadece Güneş burcuna göre size ufak ipuçları verebilirim. Yönelimlerin ve cinsiyetlerin önemsiz olduğu astrolojik öngörüler yapıyorum ve sizinle paylaşmaktan gurur duyacağım! Astrolojide Güneş ve Mars eril enerjiyi, Venüs ve Ay dişil enerjiyi simgeler. Haritalarda uyumlara bakılırken en çok bu gezegenler dikkate alınır. Bu gezegenlerin karşı taraf ile uyumu, aralarındaki enerji ile ilgili bilgiler verebilir. Ben iki kadının aşkını incelerken daha çok venüslerinin, aylarının uyumuna bakıyorum. İki erkek haritasında ise mars ve güneşi dikkate alıyorum. Güneş burcumuz da aynı zamanda egomuzu, benliğimizi ve hayat hedeflerimizi belirlediğinden kişi ile hayata bakış açımızın ne kadar uyumlu olduğuna dair bilgiler verecektir.
Yazar: Sena Terzi