Ben sana hiç kötü bir şey önerir miyim? Korku filmleri önermemin de iyi bir amacı var zaten. Çünkü korku filmi izlemek sonbahar akşamlarını güzelleştirmesi, eğlenceli ve heyecanlı olmasının yanı sıra sağlığa da yararlı. Evet, doğru okudun. İşte korku filmli izlemenin yararları:
1- Bastırılmış hayal kırıklıklarını onarır ve büyük bir rahatlama yaşatır.
2- Vücuttaki adrenalin tavan yapar, bu da bağışıklık sistemini güçlendirir.
3- Enfeksiyon düşmanı beyaz kan hücrelerini artırır.
4- Gerçek hayatta da temkinli ve dikkatli olmanı sağlar.
5- Metabolizmanı hızlandırır ve en az 100 kalori yakmanı sağlar.
Patlamış mısırın, battaniyen ve sarılabileceğin biri hazırsa; ışığa yakın bir yerlere de oturduysan başlayabiliriz.
Annabelle: Creation (2017): Oyuncak bebekler her zaman sevimli olmayabiliyor. Bazıları lanetli, kem gözlü ve seni kuyuya atmaya hazır. Ne yaparsan yap Annabelle’i odasından çıkarma. Yoksa o seni zıvanadan çıkarır. Nerede o eski lahana bebekler.
IMDb: http://www.imdb.com/title/tt5140878/
The Shining (1980): Bu filmin 184 kalori yaktırdığı kanıtlanmış. (Teşekkürler Stanley Kubrick.) Karda mahsur kaldın ve karşına terk edilmiş bir otel çıktı. Mümkünse arabada uyu ve yardım bekle. Değilse otelde cinnete hazır ol. Jack Nicholson koridorlarda baltasıyla dolaşıyor diyorlar.
IMDb: http://www.imdb.com/title/tt0081505/?ref_=fn_al_tt_1
The Conjuring (2013): Ed ve Lorraine Warren; bütün orta yaşlı evli çiftler gibi beyaz çorap üstüne sandalet giyip, dünyayı dolaşmaları gerekirken kötü varlıkları avlıyorlar. Özellikle de çiftlik evinde bir tanesi var ki şeytana pabucunu ters giydirir. Mutfaktan falan ses gelirse hiç gidip bakma. Kedidir kedi.
IMDb: http://www.imdb.com/title/tt1457767/?ref_=fn_al_tt_1
Insidious (2010): Uyumak yarı ölmektir derler ya, işte Dalton’ın başına gelen de böyle bir şey. Ruhunun gittiği yerde çok kötü bir şeytan var. Onu kurtarmak içinse şeytanın takıldığı yere gitmek lazım. Bundan sonra yatağına uzandığında, düşüncelerle boğuşacağına, tavanı kontrol etmeyi unutma.
IMDb: http://www.imdb.com/title/tt1591095/
It (2017): İşte, palyaçolar şapşal şeyler yaparak çocukları güldürür inancını tamamen sarsacak bir film. Buradaki palyaço, palyaço değil, psikopat. Pennywise sana 2 şey öğretecek: 1- Ne kadar korksan da korktuğunu belli etme. 2- Kağıt gemin mazgala kaçarsa alma. Kağıt mı yok, yenisini yaparsın. Bırak, o ıslandı zaten.
IMDb: http://www.imdb.com/title/tt1396484/?ref_=nv_sr_1
Paranormal Activity (2007): Gece biz mışıl mışıl uyuyorken kim bilir neler oluyor. Ahşap mobilyalar gıcırdıyor, musluk su sızdırıyor, kediler kavga ediyor ve hayaletler battaniyemizi çekiştiriyor. Televizyondan gelen çıt sesi de kötü ruhların çekirdek çitleme sesi zaten.
IMDb: http://www.imdb.com/title/tt1179904/?ref_=nv_sr_1
The Babadook (2014): Bu filmden sonra tahtaya vururken bile dikkat etmen lazım. Çünkü 3 kere duk duk duk sesini duyarsan, arkasından gelecek şey hiç de tatlı olmayacak. Yatağın altında yaşayan canavarlar, uykudayken böğründe oturan karabasanlar hep gerçek.
IMDb: http://www.imdb.com/title/tt2321549/?ref_=fn_al_tt_1
The Exorcist (1973): Küçücük bir kız yatağını havaya kaldırıp, kafasını 360 derece çevirebilir mi? Peki, küçük bir sel baskınına sebep olacak şekilde kusabilir mi? İçine şeytan girmişse evet! Miden sağlam değilse bu filmi izlerken bir şey yiyip içmesen daha iyi olur. Şimdi gece gece iş çıkmasın sana.
IMDb: http://www.imdb.com/title/tt0070047/?ref_=nv_sr_1
The Ring (2002): Aslında orijinali 1998 yapımı bir Japon filmi ama bu da en az onun kadar korkutucu. Genelde sakın izleme denilen videoları izlemeyi sevdiğimiz için (hele bir de artık kendiliğinden açıldıklarını düşünürsek) burada lanetlenen herkese hak vereceğiz. Samara’yı kuyudan çıkarken gördüğün an kaçsan iyi edersin.
IMDb: http://www.imdb.com/title/tt0298130/?ref_=nv_sr_5
The Evil Dead (1981): Bu film korkunç olduğu kadar keyifli de. Bir grup arkadaş bir dağ evinde takılmaya karar verir. (Ay bıktık şehirde yaşamaktan, değil mi?) Ama hiç okunmaması gereken bir kitabı okuyunca kötü bir ruhu da çağırmış olurlar. Bu ruhun en büyük özelliği, ölen herkesin içine girebilmesi. (Yoo, ben memnunum şehirden. En azından yaşıyorum.)