Küçük Prens zaten hep bizimleydi. O, içimizdeki çocuktu. 1943’te yayımlandığı ve Türkçe’ye çevrildiği günden beri Küçük Prens’in gezegeninde konakladık biz. Çiçeğine baktık, birlikte uzayı seyrettik, öğütlerini dinledik. Çocuk olalım olmayalım biz onu çok sevdik. Çünkü bir çocuğun gözünden büyüklerin dünyasına baktı. Bize çocuk olmayı hatırlattı. Şimdi O; gri, turuncu ve mavi renklerdeki özel baskısıyla, yine Cemal Süreya ve Tomris Uyar çevirisiyle ve Can Çocuk Yayınları etiketiyle yeniden raflarda. Her çocuğun ve büyüğün okuması gereken, hayal gücü yüksek, mesajları boyundan büyük bir kitap “Küçük Prens”. Antoine de Saint-Exupery’nin şaheseri. Eğer şimdiye kadar Küçük Prens’in gezegenine hiç gitmediysen işte sana onun dünyasını tanıman için fırsat. Eğer daha önce o gezegene gittiysen sana da tekrar uğraman için bir fırsat. Ama yüreğinle bak! Kitabın tanıtım bülteninde de belirtildiği gibi:
“Hoşça git,” dedi tilki. “Vereceğim sır çok basit:
İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir.
Gerçeğin mayası gözle görülmez.”
Küçük Prens unutmamak için tekrarladı:
“Gerçeğin mayası gözle görülmez.”