Balkon Sezonu Açıldı!

Kar kış görmeden geçirdiğimiz gri günlerden sonra hepimiz bahar aylarının hakkını vermesini bekliyoruz ki ilkbahar ile birlikte benim içime Ege düşer. Kokusu, suyu, rengi, havası, duygusu, hevesi, heyecanı bambaşkadır hem Ege’nin hem de bahar aylarının.

Yaz mevsiminin gelişini karpuz kabuğunun suya düşmesinden anlayan bir millet olarak, baharın gelişi de benim için balkona ufak ufak çıkmalarla başlar. Öncelikle balkon foşur foşur sularla bir güzel yıkanır, sandalyeler temizlenir ve kuruması için balkon demirlerine ters bir şekilde asılır, balkon masası iki üç tur silindikten sonra miss gibi masa örtüsü serilir ve ferahlığa kavuşulur. Sonra açmaya başlayan çiçekler ile konuşulmaya başlanır, yaprakları sevilir belki toprakları değiştirilir. Hafta sonu alışverişine, balkon için mumlar, minik ışıklar bir de rüzgar gülü eklenebilir. Baharın gelişiyle birlikte balkon sezonu resmi olarak açılır.

Hoş geldin ey şehr-i balkon! ☺

Balkonun kendisi de sofrası da benim için bir kültürdür. 

Taa küçüklüğüme dayanır bu özen ve sevgi. Ben yılın altı ayını balkonda yaşayan insanlarla dolu bir mahallede büyüdüm. Bizim mahallede sabah kahvaltı, öğlen beş çayı, akşam yemeği balkonda yenirdi. Eskiden çoğu aile aynı saatte akşam yemeğini yediği için o saatte herkes balkonda olur ve birbirine afiyet olsun komşum diye seslenirdi. Balkonların muhakkak bir tarafı çiçeklerle bezenmiş olurdu. Bizim balkonun bir tarafı hanımeli ile tamamen sarılıydı. Kokusu şu an burnuma geldi. 🙂 Hanımeli çiçeğinin içinden yavaş yavaş balını çıkarır ve sapı üzerinden balını yerdik.  Ne naif ve güzel günlerdi…

Babaların yemekten sonra meyveleri önlerine servis edilir ve onlar da televizyonda ya futbol ya da haberleri izlerlerdi. Çocuklar ödevlerini bir şekilde (!) yaptıktan sonra uyurlardı. Ve artık anneler için günün son balkon sefası başlardı. Ya üst komşu gelir ya karşı komşu gelir, o saatte zile de basılmaz anahtar ile kapıya vurulurdu. İşte o andan sonra o balkondaki sohbetin tadına doyum olmazdı. Benim gözümden uyku akar ama asla odama gitmezdim. Baktılar olacak gibi değil, annem sandalyeleri birleştirirdi. Bir süre onların yanında, kısık sesli konuşmalar eşliğinde uyurdum. Kaç yaşına geldim hala birileri sohbet ederken uyumayı çok severim.

Ailemden uzakta yalnız yaşadığım yıllarda da, evlendiğimde de yaşadığım evlerin -küçük ya da büyük- her daim balkonu oldu. Yorgun günlerimin sonunda her şeyden uzaklaşıp; hayallerim, umutlarım ve ben hep o balkonlarda buluştuk. Sığınağım oldular benim.

 

Tüm bu nedenlerden ötürü balkon benim için hiçbir zaman sadece “balkon” olmadı. Balkonlarımın dekorasyonunu yaparken de içimde hissettiğim bu duyguları aynı şekilde bana yaşatacak bir yere dönüşmesi için çaba gösterdim. Bu ilgimin doğrultusunda, bir balkonun olmazsa olmazlarını sizlerle paylaşmak isterim. 

1- Bir balkon muhakkak çiçeklerle dolu olmalı. Öncelikle çiçek sulamak ve o sorumluluğu hissetmek bana kalırsa müthiş bir terapi. Siz su verdikçe toprağın ıslanmasını izlemek, çiçeklerin açmasını görmek ve büyüdüklerine şahit olmak şahane bir duygu. Balkonunuzun büyüklüğüne göre büyük saksılarda, balkon demirlerine asılı şekilde ya da duvarda rengarenk saksılar içerisinde çiçeklerinizi besleyip büyütebilirsiniz.

2- Balkonun ışıklandırması da çok önemli. Özellikle yazın sivrisineklerin sizi cayır cayır ısırmaması için sarı ışık kullanmalısınız. O eskinin florasan lambalarını çöpe atın lütfen. Güneş enerjisi ile çalışan farklı tasarımlardan oluşan ışıklandırmaları kullanmanızı öneririm. Küçük küçük ışıkları balkonunuzun farklı yerlerine yerleştirip, bir masal dünyası kurabilirsiniz.

3- Artık hepimizin telefonları uzvumuz haline dönüşmüş olsa da, yok şarjım bitiyor yok internet paketimden 502 MB kalmış dertleri ile uğraşmak yerine ufak bir müzik sistemi, radyo, teyp balkonunuzda olmalı. Yemeğinizi yerken arkadan arkadan o müzik o kulağa gelmeli. 

4- Ve tabi ki mum! Işığınız ne kadar loş olursa olsun, mum ışığı diye bir level var bu hayatta. Sohbetin iyice derinleştiği anlarda, ışıklar kapatılır ve mum ışıkları yanmaya başlar. Şimdilerde o kadar güzel mumluklar da görüyorum ki… Rengarenk, irili ufaklı, fener şeklinde olmak üzere mumluklarınızın içinde mumlarını yakıp; sohbetinizin de altının kısık ateşte alarak devam edebilirsiniz.

5- Bazı balkonlar sabahları, bazısı akşama doğru güneşi daha çok alırlar. Günün her saati balkon keyfi yapabilmek için, bir balkon şemsiyesi ya da balkonunuz uygun ise tente yaptırabilirsiniz. Güneşi çekmemesi adına açık renkleri tercih ederseniz daha da şahane olur.

Yazdıkça hayal ettim, hayal ettikçe de orada olmak istedim. Sizler yapacağınız ilk balkon keyfinde -çay, kahve, şarap ya da rakı fark etmez- ilk yudumunda benim içinde bir fırt çekinn noluuur! 

Sizi balkonlarcaaa seviyorum. 

Written by Altan Yiğit

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir