28 Haziran günü Paris’teki Parc des Princes stadına binlerce insan toplanmıştı. Bu buluşmanın nedeni, stadın ev sahibi olan PSG’nin bir maçı değildi. 2019 Kadınlar Dünya Kupası’nda ev sahipliği yapan Fransa, önceki turnuvanın şampiyonu ve en büyük favorisi ABD’yi ağırlıyordu. Finalde karşılaşmaları beklenen iki favori takım, fikstür gereği çeyrek finalde bir araya geliyordu. Bu eşleşmeden galip çıkan tarafın turnuvayı şampiyon bitirmesi kuvvetle muhtemeldi.
Maçın daha 5. dakikasında, Megan Rapinoe’nun çok uzak bir mesafeden kullandığı serbest vuruş karambolun arasından ağları buldu ve takımını öne geçirdi. Tribünlere sakince dönerek bir kolunu yana, ötekini de yukarıya kaldırarak heykelvari bir pozla golü kutlarken yüzündeki kendinden emin gülümsemesiyle insanları kendine hayran bırakıyordu.
Peki kim bu Rapinoe? Onu bu kadar önemli kılan şey ne?
Bu maç için onbinlerce insanı tribüne dolduran ve pek çok futbolseveri kadınlar futboluna büyük bir ilgiyle yoğunlaştıran pek çok neden vardı. Bunlardan birisi, pembe saçlarıyla ve bembeyaz ABD milli takım formasıyla dikkatleri üzerine çeken tecrübeli kanat oyuncusu Megan Rapinoe.
Kuzey Kaliforniya’da dindar ve altı çocuklu bir ailenin, ikiz kardeşi Rachel’la birlikte en genç üyesi olarak dünyaya gelen Megan, futbolla çok küçükken ilgilenmeye başladı. Bu oyuna olan aşkını uzun süredir de devam etmekte. Kendisi şu anda 35 yaşında ve 2012 Londra’daki olimpiyatlarda altın madalya ve 2 Dünya Kupası şampiyonluğu kazanarak kendine oldukça görkemli bir kariyer inşa etti.
Rapinoe’yu bu kadar özel kılan şeyler dominant oyun stili ve saha içi başarılarıyla sınırlı değil. Esas alametifarikası ”futboldaki malî ve saha dışındaki sosyal ve politik meselelerdeki dimdik duruşu”.
Kendisini futbol dünyasında en çok gündeme getiren mesele, “eşit maaş” çıkışıydı.
Dünya genelinde kadın futbolcuların erkek meslektaşlarından oldukça düşük gelirlere sahip olduğunu ve bunu hiç de adil bulmadığını neredeyse her röportajında dile getiriyor. FIFA’nın 2019 Kadınlar Dünya Kupası’nda şampiyon olacak takıma vereceği ödülün 30 Milyon Dolar’dan 60 Milyon’a çıkarılmasını yetersiz bulduğunu belirtip şunları ekliyor: “Kadın futboluna olan yatırımlar çok uzun süredir fazlasıyla eksik kaldı. İşte bu yüzden erkek futboluyla ve ligleriyle olan doğrudan kıyaslamalar hiç adil olmayacaktır. Bu oyuna eşit yatırım imkânı, hatta daha fazla yatırım imkânı sunulana kadar -ki hak ettiğimiz halde bundan hep mahrum bırakıldık-, gelirler, primler ve TV izlenilirliği hakkında tartışmalarda bulunmayı daima reddedeceğiz.”
Rapinoe ayrıca, 2017’de ülkedeki ırk bazlı adaletsizlikleri ve polis şiddetini protesto etme amacıyla milli marş okunurken diz çöken ve marşı okumayı reddeden ve bunun sonucunda NFL’den (Ulusal Futbol Ligi) “aforoz edilen” Amerikan futbolu oyuncusu Colin Kaepernick’i destekleyen ilk sporculardan oldu. Kaepernick gibi milli maçlarda marşı okumayı reddedip dizi üstüne çöken Rapinoe, bu hareketin günümüzde dünya genelinde benimsenmesine önemli katkıda bulundu. Irkçılık karşıtı duruşunu sürdürüyor ve herkes için fırsat eşitliği, göçmen-mülteci politikaları gibi konularda dikkat çeken demeçler vermeye devam ediyor.
2012 yılında ikiz kardeşiyle birlikte eş cinsel olarak açılan Rapinoe, LGBTİ+ topluluğunun en önde gelen temsilcilerinden. Kadın futbolunun LGBTİ+ mensuplarına hoşgörülü yaklaşan ortamını güçlendirdi ve daha çok futbolcuya açılmaları için çağrılarda bulunmakta. Erkek futbolunda pek çok oyuncunun açılmak konusunda tereddüt ettiği ve homofobinin kol gezdiği ortamına karşın Rapinoe, kadınlar futbolundaki özgürlükçü atmosferin daha da güçlenmesine önemli katkıda bulundu.
Rapinoe başarılı bir futbol figürü olmasının yanı sıra futbolüstü figür olduğunu da herkese kanıtladı. Onun etkisiyle kadınlar futboluna olan bakış fazlasıyla değişti ve değişmekte. Ve bütün dünya genelindeki kadınlara mücadele etme, dik durma ve azim gösterme konusunda örnek olmaya devam ediyor.
Yazar: Yunus Emre Kala