Mücadelemiz, zorluklarla başa çıkma yeteneğimiz, ürettiklerimiz 7. sanata da ilham vermiş. Sinemada güçlü kadınların yer aldığı filmlerin sayısı hiç de az değil. Bazen bir filmin içinde kendine güvenleri, asla vazgeçmemeleri, gelişmelere yön veren icraatlarıyla parlıyorlar; bazen de bir film tamamen onlara adanmış oluyor, bu güçlü kadınların yaşadıklarını, başardıklarını izliyoruz. Ve bazen de filmin gücü, kadınların elinden çıkmış olmasından kaynaklanıyor. Güçlü kadın yönetmenlerin, oyuncuların ve ekibin… Her ne olursa olsun onların hikayeleri bizlere yol gösteriyor; onlarla empati kurmamızı ve bu sayede kendimizi keşfetmemizi sağlıyor. Kazanımlar kadar yenilgilerin olduğunu da görüyoruz ama yılmıyoruz. Çünkü kontrol bizde! Kadınların hikayelerini öğrenelim, bu hikayeler bize örnek olsun, sinema keyfimizi ikiye katlasın diye seninle güçlü kadınları anlatan 10 filmi paylaşmak istiyorum. Soğuk çaylar ve patlamış mısırlar senden!
Hidden Figures (2016): Siyahlarla beyazların ayrı tuvaletleri, ayrı kahve makinelerini kullandığı bir dönemde, NASA’da başarılara imza atan 3 siyahi kadının hikayesini anlatıyor bu film. Müthiş zekaları ile sorunları çözmeye çalışan bu 3 kadın, en önemli NASA operasyonlarından birinde de büyük rol oynuyorlar. Dünya yörüngesine çıkan ilk Amerikalı astronot John Glenn’in dünyayı heyecanlandıran operasyondaki her adım, bu 3 zeki bilim insanının yardımıyla gerçekleşiyor. Yani onlar hiç de gizli figürler değiller.
Erin Brockovich (2000): Film, hukuk eğitimi almamış olmasına rağmen, insan sağlığını tehdit eden çok önemli bir davada haklının kazanmasını sağlayan mücadeleci bir kadının, Erin Brokovich’in öyküsünü anlatıyor. Erin Brokovich 3 çocuk annesi bir ev kadını aslında. Ama o; insanlara yapılan haksızlıklara, güçlünün her fırsatta mazlumu ezmesine, kötünün hep kazançlı çıkmasına sessiz kalamıyor ve harekete geçiyor. Böylece film, kadınlar evde oturmalı diyenlere gereken cevabı veriyor. Julia Roberts’ın muhteşem oyunculuğu ile…
Million Dollar Baby (2004): Tek hayali boks yapmak, profesyonel olmak ve böylece hayatta bir başarıya sahip olmak olan bir kadının hikayesi bu. Aldığı darbelere rağmen yaşama tutunan, inatçı bir kadının, Maggie Fitzgerald’ın. Tabii tek başına değil, emekli bir antrenör olan Frankie Dunn’ın desteği ile. Film hem bir kadının boks gibi, erkek sporu olarak nitelendirilmiş bir spordaki muazzam başarısını gözler önüne seriyor hem de farklı bir dostluğu anlatıyor. Darbelere karşı dimdik durmak nedir bu filmde görüyoruz. Omurgamıza yumruk yesek, knockout olsak bile.
Still Alice (2014): Bütün anılarımızın, öğrendiğimiz her şeyin, tanıdığımız ve sevdiğimiz her yüzün zihnimizden silindiğini düşünelim. Düşünmesi bile zor, değil mi? Alice’in başına böyle bir durum geliyor işte. Columbia Üniversitesi’nde dil bilimi profesörü olan, Julianne Moore’un etkileyici performansıyla izlediğimiz Alice Howland, bir gün alzheimer’ın başlangıç evresinde olduğunu öğreniyor. Uzmanlık alanı her gün öğrenmek olan Alice, artık her gün yeni bir şeyi unutmaya başlıyor ve bu durum hayatını toptan değiştiriyor. Ama kendini salmak ve kabullenmek yerine, alzheimer’la mücadele etmenin yollarını arıyor. Çünkü o güçlü bir kadın olduğunu hiçbir zaman unutmuyor.
The Danish Girl (2015): Bu filmde bir trans kadın ve hayat arkadaşı olan kadının güçlü duruşlarına tanık oluyoruz. David Ebershoff’un aynı isimli kitabından uyarlanan “Danimarkalı Kız”, Lili Elbe ve Gerda Wegener’in gerçek yaşamlarından esinlenmiş. Lili bir transgender olarak cesaret isteyen bir yolculuğa çıkıyor ve bu yolculukta yanında sadece karısı Gerda var. Her ikisi için de zorlu dönemeçlere sahip bu yol. Cinsiyet değiştirmek ve cinsiyet değiştiren biriyle evli olmak… Ama birbirlerine de sahipler ve zorlukların üstesinden gelmek için yeter de artar bile. Kadın doğulmaz, kadın olunur diyen Simone de Beauvoir’e sevgiler…
Malena (2000): Bazen ezilmiş, haksızlığa uğramış ve dışlanmış kadın çok güzel ve çok çekici olabilir. Monica Bellucci’nin canlandırdığı Malena karakteri de tam olarak böyle. Malena, faşist bir İtalyan kasabasında dul yaşamak sorunda kalan seksi bir kadın. Savaşın ve ekonomik krizin gölgesinde kendi halinde yaşamasına, hayata tutunmaya çalışmasına rağmen güzelliğiyle tüm kasabayı bir şekilde rahatsız ediyor. Erkekler onu taciz etmeye, kadınlar kıskançlıklarından ona iftira atmaya başlıyor. Bir yandan da genç bir erkek, Malena’nın etkisiyle kendi erkek kimliğini bulmaya çalışıyor. Ve hayat onun için hayat gittikçe zorlaşıyor. Ama o her şeye rağmen kendine inanıyor…
The Help (2011): Siyahi kadınların çalışma alanlarının sınırlı olduğu zamanlarda, hizmetçi olarak beyaz ve zengin kadınların evlerinde yaşadıkları ve saklamak zorunda oldukları zorluklara işaret ediyor film. Hem de beyaz bir kadının gizli bir yazı projesi çerçevesinde. Eugenia Phelan; ailesinin zoruyla evlenmeyi reddeden, iyi eğitimli ve yazar olmak isteyen bir genç kız. Yazarlık hayatına ev işlerinin püf noktalarını yazdığı bir köşe yazısıyla başlıyor. Ama en yakın arkadaşının hizmetçisi Aibileen’den ve aşçılık yapan Minny’den yardım istemesiyle işin rengi değişiyor. Proje bir anda, siyahi hizmetçilerin dokunaklı hikayelerini anlatan bir kitaba dönüşüyor. Gerçeklerin önünde sonunda ortaya çıkmak gibi bir özelliği vardır.
Red Sparrow (2018): Tek tutkusu bale ve annesi olan bir kadın, korkunç bir şekilde bu hayattan koparılıyor ve karanlık bir hayatın içine çekiliyor. Dominika’nın gelecek hayalleri, geçirdiği kaza ve karıştığı cinayet sonrası tuzla buz olmuştur. Öz amcası bu durumu görüp onu, gizli istihbarat örgütü temelli katı ve sadistik bir okul olan Sparrow School’a sokar. Bu okulda onun gibi üstün yetenekli gençlere bedenlerini ve zihinlerini bir silah olarak kullanmaları öğretiliyordur. Dominika psikopat bir eğitime maruz kalır ama yine de okulun en belalı öğrencisi olmayı başarır. Böylesine güçlü bir karaktere, en az karakter kadar güçlü bir kadın oyuncu olan Jennifer Lawrence hayat vermiş. Şimdi düşmanları düşünsün!
Pride & Prejudice (2005): Viktoryen dönemde kadınlardan beklenen şeyler bellidir: Evden çıkmamak, erkek işlerine karışmamak, mümkünse evlenmek ve çocuk bakmak. Jane Austen buna karşı gelen kadın yazarlardan biri. Beklentilere uymamış, yazarlık yapmak istemiş ve kendisi gibi kadınları kaleme almış. Bu hikaye de bir Jane Austen kitabı uyarlaması. Film, George dönemi İngiltere’sinde geçiyor. Bir ailenin yaşamı, genç ve zengin bir adam olan Bay Bingley’in ve onun yakın arkadaşı Bay Darcy’nin aileye komşu gelmeleriyle alt üst oluyor. Anne Bayan Bennet kızlarını evlendirmek isterken, Elizabeth Bennet tüm ailesine karşı çıkıyor. Çünkü bazen en güçlü kadınlar, en asi kadınlardır.
Rogue One (2016): Star Wars’ın biricik prensesi, prensesten daha çok bir savaşçı olan Prenses Leia zaten tartışmasız güçlü bir kadın. Bir Star Wars hikayesi bu filmde de, en az onun kadar güçlü bir karakter olan Jyn Erso ile karşılaşıyoruz. Film, bir grup beklenmedik kahramanın, imkansız görünen Ölüm Yıldızı planlarını çalma görevi için bir araya gelme hikayesini anlatıyor. Baş rolde Felicity Jones oyunculuğu ile karşımıza hem kararlı ve sert bir kadın karakter çıkarıyor hem de hepimize umudumuzu kaybetmemiz konusunda emsal oluyor. Bu dünyanın seyrini değiştiren kadınlar vardır!