Hayatları hakkında ‘Sessiz İkizler’ (The Silent Twice) isimli kitap bile çıkan, birbirinden başka kimseyle konuşmayan sıra dışı ikizlerin ilginç yaşantısı hala gizemini koruyor.
Irkçılık suçlamalarının yoğun olduğu dönemde yaşayan ikizlerin hayatı gittikçe sıra dışı oluyor.
1963’te Barbados Adası’nda tek yumurta ikizi olarak dünyaya gelen June ve Jennifer’ın ailesi doğumdan kısa sonra Galler’e taşınıyor.
Sadece kendilerinin anlayabileceği bir dil geliştiriyorlar ve kendi aralarında konuşmaya başlıyorlar.
İletişim kurmakta zorlanan ikizler zaman içinde hiç kimseyle konuşmamaya başlayınca yalnızca kendilerinin anlayabileceği bir dil geliştiriyorlar.
Aileleri sosyalleşmeleri için ikizleri farklı okullara gönderse de bir etkisi olmuyor ve ikizler gittikçe daha çok içlerine kapanıyor.
Farklı okullardan sonra sosyal hayatları iyice kötüleşiyor ve toplumla bir türlü barışmıyorlar. Dönemin ünlü terapistler tarafından da muayene edilen ikizlerin durumu zamanla daha kötü hal almaya başlıyor. Aile bu durumu fark ediyor ve ikizlerin tekrar bir arada olmasının daha doğru olacağına karar veriyor.
Bir süre sonra günlük tutmaya başlayan kardeşler, beraber kısa öyküler de yazıyor. Ancak bu öyküler başarısız olunca suça eğilim göstermeye başlıyorlar.
Önce aralarında sürekli tartışmaya başlayan ikizler zamanla küçük suçlara da bulaşıyor. Bir evi yakma girişiminde bulununca da mahkeme tarafından akıl hastanesine gönderiliyorlar.
Bir araya geldikleri esnada, hayatlarının normale dönmesi için içlerinden birisinin ölmesine gerektiğine karar veren ikizlerden Jenniffer, kardeşi için ölmeyi kabul ediyor.
Jennifer bu kararından sonra bir röportajda şunları söylüyor:
İkizinin ölümünden sonra topluma karışan June, şu anda ailesiyle Galler’de yaşamına devam ediyor.
Hem birbirinden ayrılamayan hem de birbirleriyle anlaşamayan ikizlerin gizemi hala çözülememiş durumda.
“Biz iki kişiydik, Ama aslında tektik, Hayat hala tek olsa da, Artık iki kişi değiliz. Huzur içinde uyu”
Yazan: Ceotudent