Madde Madde Meşhur Kara Deliğin Hikayesi

Kara deliğin fotoğrafını göreli çok olmadı. Aslında tam 53 milyon ışık yılı sonra gördük ama olsun. Daha doğrusu geç olsun, güç olmasın. Kara delik bir anda gündemimize oturdu ve bu konuda bildiğimiz her şeyi bir anda değiştirdi. Hatta bu konudaki olası görselleri de bir anda etkisiz hale getirdi. Çünkü bu görsellerin hiçbiri gerçek değildi, hepsi temsiliydi. Kimilerine göre çok net değildi, kimileri “ay bu muymuş” dedi, kimileri de bilimde gelinen bu noktadan memnun oldu. Tepkiler nasıl olursa olsun şu bir gerçek ki bu olay dünya ve bilim tarihi açısından bir devrimdi. Senin de benim gibi kara deliğin hikayesini, onu nasıl fotoğraflayabildiğimizi ve önemini merak ettiğini biliyorum. O zaman kendisi de göze (hatta Sauron’un gözüne) benzeyen ve hakkında birçok keyifli paylaşım yapılan kara deliğin hikayesine şöyle bir göz atalım.

1- Öncelikle hepimizin gördüğü kara delik fotoğrafı bize 53 milyon ışık yılı uzaklıkta, M87 galaksisinin merkezinde ve saat yönünde dönüyor. Adı bile var: Samanyolu Galaksisi’nin ortasında bulunun Sagittarius A. Aslında fotoğrafı 2017’de çekilmiş fakat teleskoplar tarafından toplanan data devasa büyüklükte olduğu için sabit disklerde saklanmış ve gözlemciler tarafından incelenmiş. İşte bu yüzden fotoğraf bize 2 yıl sonra ulaştı.

2- Peki kara delik nedir? Kara delikler uzayda yol alan hiçbir madde veya radyasyonun içine çekilmekten kurtulamayacağı kadar büyük kütleçekim alanları. Onlara ölü yıldızlar da diyebiliriz. Çünkü büyük kütleli bir yıldızın yakıtı bittiğinde, kendi üzerine çöküyor ve kara deliği oluşturuyor. Etrafa çeşitli maddeler kusmak ve çevrelerindeki cisimleri daha parlak göstermek gibi özellikleri de var.

3- Şimdiye kadar kara deliklerin var olduğu biliniyordu fakat bilgi ve teknik kısıtlı ve yetersizdi. Genel görelilik, kuantum fiziği ve yüksek matematikten yardım alındı. Ama kara deliği daha kapsamlı keşfedebilmek için içine girmek gerekiyordu. Ve bu da geri dönememek demekti. Çünkü kara deliklerden ışık bile kaçamaz.

4- Neyse ki Event Horizon Teleskobu ve Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Bilim Vakfı öncülüğündeki mühendisler ve astrofizikçiler bunu başardı. Yani bu konuda dünyanın dört bir yanından bilim insanları işbirliği içine girdiler.

5- Kara deliği ilk kez görüntüleyen teleskop Event Horizon Teleskobu, birbirinin gücünü arttırmak için birleştirilmiş 8 radyo teleskoptan oluşuyor. Very Long Baseline Interferometer (VLBI) olarak bilinen bu teleskopların büyüklüğü neredeyse Dünya kadar!

6- Olay şöyle gerçekleşti: Event Horizon Teleskopu’nu meydana getiren ve birbiriyle senkronize teleskoplar; Şili, Havai, Arizona, Meksika, İspanya ve Güney Kutbu’nda konumlandırıldı. Bu teleskoplar farklı bilgileri bir araya topladı, süper güçlü bir bilgisayarın yardımıyla da bir data oluşturdu. Ve bu data sonucunda da kara deliğin fotoğrafını elde ettik.

7- Peki görüntü neden bulanık? Çünkü teleskoplar arasında kıtalararası boşluklar mevcut. Çözünürlük artınca hassasiyet düşüyor. Dünyanın çeşitli bölgelerine daha fazla teleskop kurulursa hassasiyet artabilir ve böylece daha net görüntü elde edilebilir. Bunun için de finansal kaynak ve teşvik gerekiyor.

8- Kara delik çok önemli çünkü hem uzay hem de fizik bilimi için yepyeni bir bakış açısı kazandıracak. Ayrıca Albert Einstein’ın İzafiyet Teorisi ve Yerçekimi Teorisi gibi uzun zamandır var olan teoriler de daha kapsamlı ve temellendirilmiş bir şekilde incelenebilecek.

9- Bu arada araştırmalara göre galaksimizde yaklaşık 10.000 kara delik bulunuyormuş. En büyüğü ise süper kütleli OJ287 isimli bir kara delik. Ve bizi yutmadan onu fotoğraflamak gerçekten çok zor.

10- Ve gelelim her şeyin arkasındaki önemli isimlerden birine, bir kadının muazzam başarısına. Bu kadın 29 yaşındaki bilgisayar mühendisi Katie Bouman. 500 milyon trilyon km uzaklıktaki kara deliğin ilk görüntüsünün elde edilmesini sağlayan algoritmayı geliştirdi ve bu algoritmaya en önemli katkıyı sağladı. O ilk fotoğrafın heyecanını da sosyal medyada böyle paylaştı:

Katie Bouman hayallerimizin gerçek olabileceğini bize gösterdi. Ona ve bu çalışmada yer alan diğer bilim insanlarına çok teşekkür ediyoruz. İstedikten, çalıştıktan ve inandıktan sonra her şeyi başarabiliriz. Ama erken ama geç, ama flu ama net…

Written by Altan Yiğit

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir