Etiketi üzerinde ürünler, “belki sonra giyerim” diyerek bir senedir askıdan indirilmemiş giysiler, “zayıflayınca olur bu” kategorisinde bekleyen kıyafetler pek de yabancı gelmiyor kulağa, değil mi ? Çok beğenerek aldığımız ama bir kez giyemediğimiz pantolonlar, eve gelince “bunu neden almışım ki?” diye düşündüğümüz elbiseler, tarzımıza pek de uymadığı için içimize sinmeyen o gömlek…Dolaplarımızda ihtiyacımızdan fazlasına bunlar gibi sebeplerle yer açıyoruz. Sonra gardırobun önünde geçirilen saatler, kalabalığından askıları oynatamazken bile giyecek “hiçbir şeyim yok”düşüncesine engel olamamak kaçınılmaz oluyor.
Peki, dolapta sadeleşmeye nasıl adım atabiliriz ?
1- Genellikle mevsim geçişlerinde yaptığımız gardırop temizliğini belki bu sefer müsait olduğumuz en erken zamana çekip, işe oradan başlayabiliriz.
“Birgün giyerim belki” bahanesine artık göz yummadan, bir senedir giymediğimiz bir şeye “demek ki ihtiyaç duymuyorum” diye bakarak bir eleme yapabiliriz. Evet, hemen vazgeçmek zor gelebiliyor, böyle bir durumda da bu parçaları bir kutuya koyup dolabımızdan çıkarabiliriz. O kutuyu uzun bir süre sonra hiç açmadığımızı fark ettiğimizdeyse, artık o giysilerle vedalaşmak daha kolay hale gelecektir.
2- Tarzımızı keşfederek.
Bulunduğumuz ortamlar,okul hayatı, aile yemekleri, iş görüşmelerimiz, günlük rutinler…Bunların sıklıklarına göre bir listesi çıkarabilir, bu ortamlarda giydiğimizde rahat hissettiğimiz kıyafetler neler, düşünüp bu parçaları not edebiliriz. Sevdiğimiz renkler, kesimler, kumaşlar; bunları anlamak adına gardırobumuzda halihazırda olan kıyafetlerden destek alabiliriz. En sevdiğimiz parçalar bize önemli ipuçları verecektir.
3-Birbiriyle alakalı kombinler yaparak.
Bir parçayı alırken dolabımızda halihazırda var olan hangi kıyafetlerle, kombinlerde kullanabileceğimizi de göz önünde bulundurmak, hem ihtiyaç duyduğumuz kıyafet sayısını azaltmada hem de sade bir gardırop düzenini korumak açısından bize yardımcı olabilir.