Bizim yüzümüzden, yani bizim gelecekten umutsuzluğumuz, aceleciliğimiz, hayatı yaşayarak öğrenmektense başkasından duyma ve onaylanma isteğimiz yüzünden, bazı insanlar gerçekten zengin oluyor. Ve daha kötüsü, kandırılmaktan sadistçe zevk alıyoruz. Tam olarak bu noktada “Ben insanları daha fazla kandırırım” diyen şarlatanlar çıkmaya başladı. Hem de sosyal medyada!
Bu yazımda bazı bağımlılıklardan bahsetmek istiyorum. Madde bağımlılığı, internet bağımlılığı ya da ne bileyim insan bağımlılığı değil: Fal bağımlılığı!
Zannetmeyin ki bu bağımlılık sadece kadınlarda var. Beni bildiğim bütün iyi falcılara erkek arkadaşlarım götürdü. Buradan da anlıyorsunuz ki ismim Ebru Nisa ve evet ben de bir fal bağımlısıyım!
Bir kere arkadaşımla bir ‘enerji uzmanına’ gitmiştik. Tabii ki sadece adı ‘enerji uzmanı’… Aslında bildiğiniz falcı. Tek farkı sosyetikliği ve Etiler’de ofisinin olmasıydı. Beni şaşırtan bunlar değildi, ofiste sevgili enerji uzmanımız ve Adriana Lima’nın birlikte çektirdiği fotoğrafları görmekti. Sen güzeller güzeli Adriana Lima, dünyada aranılan kadın Adriana Lima, falcıya (pardon enerji uzmanına) git, olacak iş mi, değil! Her ne kadar biz ölümlüler gibi olmasa bile o da insan!
“Belki sadece arkadaşlardı, işler açılsın diye fotoğraflarını asmış” diye düşünürken, gözüm enerji uzmanımızın pahalı saatine takıldı.
“Artık ben de Adriana Lima ile aynı sorunları yaşamak istiyorum” derken, falcıya verdiğimiz paradan bahsetmemiştim ama duam çok yanlış iletilmişti.
Neyse.
Geçtiğimiz yıl Sırp Cumhurbaşkanı’na kahve falı bakan Türk tasarımcı Ceren Yılmaz manşetlere taşınmıştı.
Bizim yüzümüzden, yani bizim gelecekten umutsuzluğumuz, aceleciliğimiz, hayatı yaşayarak öğrenmektense başkasından duyma ve onaylanma isteğimiz yüzünden, bazı insanlar gerçekten zengin oluyor.
Ve daha kötüsü, kandırılmaktan sadistçe zevk alıyoruz.
Tam olarak bu noktada “Ben insanları daha fazla kandırırım” diyen şarlatanlar çıkmaya başladı. Hem de sosyal medyada!
Vallahi onlara da kandık. En azından ben kandım…
Şimdi size çok korkunç bir olay anlatacağım.
Özge Ulusoy fal bakıyor…
Bir kere sosyal medyadan bulduğum bir falcı, Instagram hesabımdan aşık olduğum beyi bulup, numarasını isteyip ona “Abicim bu kız seni çok seviyor, sensiz yaşayamaz” demişti. Güzel yürekli kadın ilişkimizi çok iyi yerlere taşıdı. Çocuk kendine büyü yaptırdım zannederek beni başta hayatı olmak üzere her yerden engelledi.
Keşke kafama meteor düşseydi ama bu olmasaydı…
Şimdi suç bu sosyal ağlardaki şarlatan falcılarda mı?
Hayır bizde!
Biz kapıyı açıyoruz ve onlar giriyor. Bilim adamlarına duymadığımız saygıyı falcılara duyuyoruz. Kukumav kuşu gibi “Sana dönecek” dedikleri kişiyi düşünüp beklerken, o arada yeni kişiler geliyor; biz kendimizi yeni mutluluklara ve üzüntülere atıyoruz. Sonra bize dönecek kişi aklımızın ucundan bile geçmemeye başlıyor.
Eee falcıya ne kadar vermiştik?
Ve hep “İnanmıyorum ki eğlencesine baktırdım” diyoruz. Duymak istediğimiz şeyleri para karşılığında birinden duyunca zannediyoruz ki hayatımızın ortasına çiçek açacak, ama ilerleyen zamanlarda daha çok tokat yiyoruz. Hem de ağzımızın tam ortasına!
“Ama her şeyi biliyor”
Peki bunun bize ne faydası var?
Bir çoğu gerçekten yaşadığımız şeyleri biliyor, bunu inkar edemem. Fakat yaşadığımız (genellikle kötü) olayları tekrar duymanın bize ne gibi bir faydası var?
Yakın bir arkadaşıma sordum. “Sen falcıya neden gidiyorsun?” dedim.
“Çünkü psikologlar çok pahalı. Klinikte göremeyeceğimiz terapiyi orada görüyoruz ve hep iyi şeyler söylüyorlar” dedi.
Evet terapi her zaman iyi şeyler söylemez ama yalan da söylemez. Zaten kıyaslamak söz konusu bile değildir.
Sözüm, hayatını fal üzerine şekillendirip, bütün kararlarını yine fal üzerinden alanlara…
Şimdi geçmişi hiç tanımadığınız birinden tekrar duymanın, üstelik bunu para karşılığı yapmanın hayatınıza ne gibi bir anlam katacağını düşünün.