İmago, dünyaca ünlü araştırmacı terapist Dr. Harville Hendrix
ve eşi Dr. Helen LaKelly tarafından geliştirilen “Bilinçdışı
eş”kavramına dayanıyormuş ve çiftlerle çalışırken psikologlar
ve psikiyatristler tarafından tercih edilen
bir teknik haline gelmiş. İlk defa bir panelde ülkemizin
başarılı çift ve aile terapistlerinden Çiğdem Toksoy’un
konuşmasında adını duyduğum, adını “görüntü” anlamına gelen latince “imago” sözcüğünden alan bu teori ilgimi çekince sizlerle de paylaşmak istedim.
İmago sözcüğü, bu teoride anne, baba ve kardeşler gibi erken çocukluk dönemindeki bağlanma figürlerinin, bilindışımızda idealize ettiğimiz imajını ifade ediyor. Onları ve onlar aracılığıyla yaşadığımız deneyimleri kendi algımıza göre resmetmek olarak düşünebiliriz yani. Yetiştiğimiz bu çevrenin bizde iz bırakan hem sağlıklı, olumlu özellikleri, hem de yaralar açan, negatif etkiler bırakan tutumları, bu dönemde karşılanmamış ihtiyaçlarımız bu resimde büyük yer kaplar.
Doğduğumuzda bir insanın ellerine doğarız, bir insanın kucağında susarız, büyürken ilişki içerisindeyizdir, iyileşmek için de ilişkiler kurarız. Bazı psikologlara göre, hem bu olumlu deneyimleri yeniden yaşantılayacak, hem de yaraları iyileştirecek bağlamı yeniden oluşturmak için de hayatımıza yeni insanlar (bazen de yaraları açan insanlara benzeyen yeni insanlar) alır, ilişkiler ekleriz.
“Sanki onu yıllardır tanıyor gibiyim! “
Bir başka deyişle İmago, çocukluk döneminde karşılanmamış bu ihtiyaçlarımızı karşılamak amacıyla partnerler seçerek yakın ilişkilerimizi inşa ettiğimizi söyler. Elbette ki bu seçim bilinç düzeyinde fark edilir değildir. Kişi anne ve babasına ya da kendinden büyük kardeşine, onlarla olan ilişkilerine benzeyen bir ilişkiyi kurabileceğini düşündüğü insana çekim duyar ve yarım kalmış meseleleri de onunla tamamlama şansı olduğunu düşünür.
Fakat bunlar bilinç dışının gereksinimleri olduğundan kişi bu tercihi tamamen hür iradesiyle ve aşık olarak yaptğını savunur.
“Bir sebebi yok, nedense onunlayken güvende, huzurlu hissediyorum.”
İmago, yeni bir ilişkiye başlayan yakınlarımızdan sık sık duyduğumuz, bazen kendimiz de kurduğumuz yukarıdaki cümledeki güven hissini, çocukluk hayatımızdan tanıdığımız, aşina olduğumuz bu ebeveyn- partner benzerliğinin bir sonucu olduğunu söyler.
“Seni tanıyamıyorum! Çok değiştin.”
Romantik aşkın direksiyonu ele geçirdiği, olumlu ve tanıdık güvenli özelliklerin ön planda olduğu ilk iki yılın sonunda çiftler, birbirlerine daha eleştirel bakmaya başlar ve böylelikle kişinin aslında kendi ebeveyninde var olan olumsuz yanlarını da partnerinde görmeye ve bu yanlarını ona yansıtmaya başlar.
Ailesinden şiddet gören bir kadının evliliğinde de şiddet görmesi gibi, ebeveynlerinde değiştirmek istediği özellikleri kendi partnerlerinde de bulurlar. Buradan doğan çatışmada taraflar genellikle birbirini değişmekle suçlarlar. Aslında kendileri eşlerine yükledikleri özelliklerin gerçekte var olup olmadığına dair yeni bir farkındalık geliştiriyorlardır.
Kaçtığımızı sandığımız bir şeyi arayıp bulduğumuzu savunan bir teori mantıklı görünmese de, çocuklukta güç yetirilememiş ve yarım kalmış bir hesaplaşmayı tamamlamak arzusunu düşündüğümüzde sanki bir yapbozun aranan kayıp parçası gibi, tablo tamamlanıyor.
İmagonun Diğer Bileşeni
Hepimiz büyürken, bizi yetiştirenler tarafından, toplumda ve onların gözünde kabul göreceğimiz ve sevileceğimiz şekilde davranmayı öğreniriz. Bu öğrenme sürecinde kendimizde var olan ancak sosyalleşme sürecinde kabul görmek için törpülemek ve bastırmak zorunda olduğumuz özelliklerimizi geride bırakırız.
İmago bastırmak ve yitirmek zorunda kaldığımız bu özelliklerimizi de partnerimizde aradığımızı savunur. Örneğin çok utangaç birinin çok dışadönük bir insanla beraber olması gibi. Partnerimizde önceleri hoşumuza giden, bizimse sahip olmaktan vazgeçmek zorunda bırakıldığımız bu yanımızı onun rahatça sürdürebildiğini görmekse bizde daha sonraları öfke uyandırır. Sosyal olmasını sevdiğimiz insanı gün gelir çok sosyal,sürekli dışarıda biri gibi olmasıyla suçlarız ve buradan da çatışmalar başlar.
Alışılagelmiş romantizmin ezberlerini bozan bu teori, pratikte birçok uzman tarafından kullanılıyor ve İmago Terapisiyle birçok çiftin başvurma nedenleri üzerinde uygulanıyor.
Yazan: Sare Aşlamacı