Sizlere yazarken dürüstlük ve şeffaflık en önemsediğim konulardan ikisi. İnsan inanmadığı şeyleri başkasına anlatmak istemez ne de olsa. O yüzden ev işlerinin sihrinden bahsetmeden önce benim onları çok uzun süre nasıl sihir değil de sinir bulduğumdan kısaca bahsedeceğim.
Yıllarca ev işlerinde saçını süpürge edip yıpranan, zamanın nasıl geçtiğini anlayamadan yaş alan ve bu durumun genelinden pişmanlık duyan kadın hikayeleri dinledik. Gerek bu hikayeler gerek ev işlerine çok da yatkınlığım olmaması sonucunda bu duruma sinir olan biri oldum.
Kendi evime ayrılana kadar ev işlerinden uzak kalmayı başardım. Sorumluluklarımızdan kaçamıyoruz, kendi evime geçince iş başa düştü. Ev işleri öyle bir noktada duruyor ki ne onlarla ne onlarsız yaşanıyor. Huysuz bir aşk hikayesi. Bir süre ev işlerini sevebilmek ve onları zaman kaybı olarak görmemek için kendimce yöntemler denedim. Mesela bir taraftan mutfağı toparlayıp diğer taraftan video izledim, müzik dinledim, telefonla konuştum.
Zamanla, bir şeyler dinlerken odağımın ev işlerinde kalmadığını fark ettim. Ve süre tuttum. Bir şey dinlemeden sadece ev işine odaklandığımda her şey daha kısa sürede halloluyordu. Aynı anda dikkat gerektiren birden fazla işi yapmaya çalışmak multitasking olarak geçer. Uzmanlar, multitasking için zihnimize yıpratıcı bir etkisi olduğunu ifade eder. Ev işi+ müzik bu kapsama girmese bile (Bir süre sonra bir taraf otomatikleşiyor, düşünmeden yapabiliyorsunuz) işleyiş süresi, iş kalitesi ve hissiyat açısından arada fark olduğunu gördüm. En azından bu benim için böyleydi.
Anda kalabilmek, zihnin de bedeninle aynı işe odaklanması; içinde bulunduğun deneyimden aldığın keyfi olumlu anlamda etkiliyor.
Bir gün sadece bulaşık makinesini boşaltmayı denedim. Ve gördüm ki bu on beş dakikalık sürede dünyayı kurtarmam gerekmiyordu. Müzik dinleyip hayallere kapılmam, eğitici videolarla zihnimde yeni kapı pencereler açmam gerekmiyordu. Sadece bulaşık makinesinin içindeki araç gereçleri yerleştirmek, ultra zihinsel ve düşünsel efor gerekmeden sadece bilek gücüyle bir işi halletmek… İşte bu uzay boşluğunda yüzmek gibiydi. Sade ve basit bir iş yapmak. O ana odaklanarak. İşte o zaman uzay boşluğunun sihrini hissettim. Tek işe odaklanmak, geçmiş ve gelecek, duygu ve düşünce yolculukları yapmadan geçen on beş dakikacık…
Gündelik hayatta bile sürekli organizasyonlar, planlar yapmak… Ruhumuzu bedenimizin gerisinde bırakarak oradan oraya koşuşturmak.. Ev işi yaparken, duş alırken, diş fırçalarken bile zihinsel olarak bu kalabalıkta boğulmak.. Şimdi size 15 dakikalık bir uzay boşluğu sihri teklif ediyorum. Denemesi bedava. Sihirli dünyanın kapısını (bulaşık makinesi kapağı) açın ve sadece tek bir işe odaklanmanın keyfini çıkartın. Zihniniz gezintilere çıkmak isteyecektir, o her gittiğinde nazikçe sihre geri dönün. Bir sonraki seyahati ütü masasıyla deneyimleyebilirsiniz. 3 parça eşyayla başlayın, zamanla sayısını arttırırsınız.
Son bir şey; hala ev işlerine bayıldığım söylenemez. Özellikle yorgun olduğum zamanlarda video izleyerek iş yapmak motivasyonumu arttırıyor. Her seferinde keyif almadığımı da tahmin edersiniz. Şu anın eskisiyle arasındaki en büyük fark: Artık onları sevmeye çalışmıyorum. Bir duygu beslemek zorunda olmadığımı kabul edip bana basit iş yapma fırsatı verdiklerini hatırlayıp kısa süreli boşlukları değerlendiriyorum. İşlerin sonundaki tamamlanmışlık ve ferahlık hissi zaten ister istemez iyi geliyor.
Yazar: 7-Circle