Varoluşçu Felsefenin Hayatımıza Kattığı 5 Prensip

Dönem dönem bazı akımlar etkisini yitirmiş bazı akımlar ise zamanla daha bilinir hale gelmiştir. Ancak varoluşçu felsefe popülerliğini tarih boyunca hep korumuştur.

Jean-Paul Sartre tarafından ortaya atılan ‘Var oluş amacımız nedir?’ sorunsalıysa bu akım ilk kıvılcımlarını başlatmıştır. Bu sorunsal Søren Kierkegaard tarafından varoluşçuluk çerçevesinde, Friedrich Nietzche tarafından ise hiççilik (nihilism) yönünden geliştirilmiştir.

İnsanoğlunun ilk zamanlardan beri üzerine düşündüğü bu sorunun cevabı ise herkes için değişiklik göstermektedir. Ancak bu akımın prensiplerinden yararlanarak hayatımıza daha farklı bir pencereden bakmak yine bizim elimizdedir.

1) Her şeyi yapmakta özgürsünüz

Varoluşçu felsefe temel olarak kişinin özgürlüğüne dayanır. Kişi, kendi özgür iradesiyle yapacaklarını belirler ancak bu doğa ve ahlak kurallarını hiçe saydığı anlamına gelmez. Aksine demek istediği, bu kurallar çerçevesinde kişinin davranışlarının sorumluluğunu üstlenmesidir. Bir örnekle açıklamak gerekirse; eğer tüm sorumlukları üstleniyorsanız, düğüne bikiniyle katılabilirsiniz ya da cenazeye abartılı bir elbiseyle gidebilirsiniz. Önemli olan davranışlarınızın sonuçlarını ve sorumluluklarını üstlenmektir.


2) Anlam bulmaya çalışmayın, anlamı siz yaratın

Varoluşçulara göre hayatın harika denebilecek bir anlamı yoktur. Birçok insan bunu ‘Hayatın anlamsız olduğu’ yönünde anlasa da aslında bu tam olarak öyle değildir. Felsefecilerin demek istediği temel olarak belli bir anlam peşinde koşup onu bulmaya çalışmak yerine, kendi hayat amacımızı kendimizin bulması gerektiğidir. Kendimizi ve başkalarını memnun edip ilham vermek için bir şeyler yaratırız; bunlar sanat eseri, hayırseverlik ya da çok farklı alanlarda üretilen şeyler olabilir. Böylece kendiniz için anlamlı hareket eder ve başkaları için de anlam yaratmış olursunuz.


3) Her deneyim eşsiz bir hazinedir

İki kişi aynı şeyi yapsa bile kişide bıraktığı izler çok farklı olacaktır. Yaptığınız ne olursa olsun, sizinle aynı deneyimi paylaşan başka birisi yoktur. Bu da sizi kimsenin yargılayamayacağı anlamına gelir çünkü gerçekte ne yaşadığınızı ve ne hissettiğinizi sizden başka kimse anlayamaz. Aynı zamanda bu da bizim başkalarını yargılamamızı engeller çünkü o kişilerin geçmiş yaşantılarına, deneyimlerine yönelik bilgimiz yoktur.


4) Ahlak ilkelerinizi kendiniz belirlersiniz

Daha önceden de söylediğimiz gibi, sorumluluklarını aldığınız her şeyi yapmakta özgürsünüz. Eylemleriniz; ahlaki değerlerinizi ve karakterinizi belirler ve bu da kendi gelişiminizin yine sizin kararlarınıza bağlı olduğu anlamına gelir. Doğru olduğuna inandığınız şeyleri yapmalı ve yanlış bulduğunuz şeylerden kaçınmalısınız. Çünkü davranışlarınız ve yaptıklarınız, kendi inandığınız şeylerden etkilenecektir.


5) Hiçbir şey sizi durduramaz

Yapmak istedikleriniz varsa ve bazı şeyler sizi engelliyor gibi hissediyorsanız bu yalnızca sizin hayal gücünüzün bir ürünüdür. Varoluşçulara göre, yapmamız gereken tek şey yapmaktır çünkü sizi suçlayıp yargılayacak hiçbir şey yoktur. Bu düşünce zamanla ürkütücü bir hal alabilir, çünkü aynı zamanda başarısızlıklarımızın sorumluluğunu almamız anlamına gelir. Eğer başarılarımızı ya da başarısızlıklarımızı kontrol edip suçlayacak bir mekanizma yoksa, kendimizden sorumlu tek varlık yine kendimizizdir.

 

 

 

 

Yazan: Ceotudent

Written by Altan Yiğit

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir