Minik, turuncu, enerji topları! Portakalın küçük kardeşi, C vitamini deposu, sulu ve hoş kokulu mandalinalardan bahsediyorum. Kalsiyum, potasyum, magnezyum, sodyum, demir, A, B ve C vitaminleri hep onda. Üstelik kış aylarının vazgeçilmez meyvelerinden de biri kendisi. Hemen hemen her manavda, pazarda bulunabilen; ekonomik ve çok lezzetli bir meyve. Tüm bunların yanında çok da faydalı. Yani her gün ağzımıza bir tane atmamak, annemiz soyup uzatınca almamak, sevgilimizle bölüşmemek için hiçbir neden yok. Bunların yanında suyunu sıkıp içebilir, keklerimize katabilir, posasını yüzümüze koymak suretiyle cilt maskesi de yapabiliriz. Kabuğunu ocakta pişirmek de evimize hoş bir koku yayılmasını sağlar. Yani mandalinayı birçok şekilde kullanabiliriz ama mutlaka sık sık tüketmeliyiz. Çünkü şöyle faydaları var:
1- Bu soğuk havalarda vücudu hastalıklara karşı korur ve bağışıklık sistemini küçük ama dev yürekli bir meyve olarak güçlendirir.
2- Hazmı kolaylaştırır, mideyi rahatlatır, içimizi ferahlatır.
3- Uyku açar, enerji verir ve gün içinde daha aktif olmamızı sağlar. O minicik bedeniyle doktor gibi çalışır.
4- Pamukçuk ve tırnaklardaki mantara karşı iyileştirici bir etkisi vardır.
5- Sinirlere iyi gelir, psikolojiyi yatıştırır. Hem yerken kendimizi çocuk gibi hissederek mutlu da oluruz.
6- İdrar söktürücüdür, böbreklerin çalışmasına yardımcı olur.
7- Cildi canlandırır, besler ve yeniler. Birçok kremin içeriğinde mandalina olması boşuna değil.
8- Yağı sayesinde gözeneklere iyi gelir, akne ve sivilceleri temizler.
9- Kolesterolü ve yüksek tansiyonu düşürür. Bazen sadece koklamak bile iyi gelir.
10- Kanı temizler ve kalp hastalıklarına karşı korur. <3