Tam anlamıyla baharın gelişiyle çoğumuzda oluşan bir takım fiziksel ve mental yorgunluğun yanı sıra; içimizde dışarıya çıkmayı bekleyen bir enerjinin varlığından söz edebiliriz. Kimi zaman yolda yürürken gördüğümüz güzel bir çiçeği narince koklamaya, kimi zaman parkta gördüğümüz sokak hayvanlarının masumluğuna dokunmaya, önümüzden geçen insanlara gülümseyerek ‘’merhaba’’ demeye, işe giderken kulaklığımızda dinlediğimiz müziğin ritminin dudağımızın yana kayarak ayak ritmimizde yaşam bulmasına iten bir enerjiden bahsediyorum. Veya sabah işe gitmek için zar zor bilinçdışımızın sahnesindeki o görkemli filmden -rüyalardan- uyanarak tek göz açık tuvalete giderek aynaya bakıp ‘’off yine iş yine geç kalıyorum’’ dediğimizdeki enerjiden bahsediyorum.
Bir diğer senaryo ise; sevdiğiniz, hoşlandığınız, kendinizin ve hayallerinizin ona ait olduğunu en derinden hissettiğiniz kişinin yanında uyandığınızdaki yaramazlık yapmaya hazır bir çocuk gibi etrafa bakınan cinsel dürtünüz, hatta halk arasındaki “morning sex” eylemi. Çokça gelgitleri olan ama tekdüzelikten fazlaca canı yanan bu arsız enerjinin psikolojideki adı “libido”. Ruh Bilim terimi olarak literatüre geçen bu derin, doyumsuz terimin en basit tanımı, ‘’insanın yaşama gücünün, davranışlarının temelini oluşturan cinsel içgüdü’’ olarak geçmektedir.
Peki bunun baharın gelmesiyle ne ilgisi var? Ben libidoya sahip olduğum için mi bahar, yoksa bahar geldiği için mi libidom tavan? 🙂
Bahar deyince ilk akla gelenler hemen hemen her insan için benzer şeylerdir; neşe, güneş, umut, çoşku, sosyallik, mutluluk, enerji ve türevleri. Tüm bu akla gelen unsurları kendi hayatınızda “yolunda” giden denebilecek ilişkileriniz için kurgulayabilirsiniz. Nasıl mı?
Güzel bir ilişki deyince “sevgi, sadakat, huzur, heyecan, mutluluk” kavramları, güzel bir iş dediğimizde “mutluluk, haz duyma, verimlilik, heyecan, para” kavramları akla gelmektedir. Tüm bu saydığımız unsurların fizyolojinizdeki ve ruhunuzdaki yeri aynı noktaya değinmektedir. Farklı konu başlıkları altında aynı duyguları bize hissettirir. Yolda giderken hiç tanımadığınız birine gülümseyerek merhaba dediğinizde hissettiğiniz hisle iş yerinde bir işi bitirdiğinizde hissettiğiniz duygunun aynı olması gibi. Aralarındaki tek fark
hissiyatın yoğunluğu ve sizin iç dünyanızdaki hangi değere yönlendiği ile ilgilidir. Hepsini toparlarsak, hayatınızda size dair gerçekleşen veya gerçekleşmesini istediğiniz tüm güzel şeylerin temelinde yaşama arzunuz yani libidonuzun yattığını görürüz. Libidonuzu nasıl yönlendirdiğiniz ve ne şekilde hayatınızda kullanıp, kullandırttığınız çok önemlidir.
Eğer siz de baharın gelişiyle içinizde bir dalgalanma, durulma, heyecan ve türevlerini hissediyorsanız, size naçizane tavsiyem: Bırakın, libidonuz çiçek açsın!
Herkese keyifli baharlar.