Tarih çoğunlukla erkekleri, onların yaptığı savaşları ve buluşları yazar. İlk çağ tarihi bile avcılık yapan erkekleri vurgular. Oysa ki toplayıcılık yapan ve çoğu kadın olan topluluklar; doğayı, insanı anlamış, üretmiş, kendini ve topluluğunu geliştirmiştir. Sanayi Devrimi’nden önce bilime şifacı kadınlar yön vermiştir. Anadolu topraklarında da birçok keşfin sahibi kadınlardır. Kadın, tarih boyunca arka planda bırakılmasına rağmen, çok önemli adımların sebebi ve başlangıcı olmuştur. Bilgeliği, çözüm yeteneği ve cesareti sayesinde. Ama başta da dediğimiz gibi tarih, ne yazık ki kadınlardan fazla bahsetmez. Yine de bu döngüyü kıran, her şeye rağmen sesini duyuran, diğer kadınların ve erkeklerin de desteği ile ben buradayım ve ben de tarih yazabilirim diyen kadınlar olmuştur. Bu kadınlar sözleri, eylemleri, icatları ve harekete geçmeleri sayesinde dünyanın gidişatını etkilemişler, daha da önemlisi kendilerinden sonra gelen kadınlara yön vermişlerdir. Biz kadınlar bugün hala onların aydınlattığı yolda, kendimize ve gücümüze inanarak yürüyoruz. Ve dünyayı değiştiren kadınların sayısı her geçen gün artıyor. Kontrol bende diyerek dünyayı etkileyen kadınların sayısı çok fazla ama ben sana 10 tanesinden bahsedeceğim. Bakalım bu 10 kadın tarihte nasıl bir iz bırakmış.
1- Marie Curie (1867 – 1934): Marie Curie, Nobel Ödülü’nü kazanan ilk kadın ve bu ödülü iki kere alan ilk bilim insanı. Polonya asıllı kimyager ve fizikçi Curie, uranyumu kullanarak yaptığı deneyler sonucunda radyoaktiviteyi keşfetti. Yani o aynı zamanda radyoloji biliminin de kurucusu. Element tablosundaki iki atomu keşfeden Curie, ilk çalışmalarını eşinin imzasıyla yayınlamak zorunda kaldı ama sonra adını tarihe altın harflerle yazdırdı.
2- Mary Wollstonecraft (1759 – 1797): Feminizm kavramından ilk bahseden kadınlardan biri olan İngiliz Mary Wollstonecraft; yazar, filozof ve kadın hakları savunucusu. Kadınların geçimini sağlaması için evlenmeleri gerekir düşüncesine karşı geldi, evlenmeyi reddetti ve yazarlık yaptı. “Kız Çocuklarının Eğitimi Hakkında Düşünceler”, “Kadın Haklarının Savunulması” ve “İnsan Haklarının Korunması” gibi pek çok makalesi yayımlandı. Efsanevi roman “Frankenstein or the Modern Prometheus”un yazarı olan kızı Mary Shelley’e de böylece ışık tutmuş oldu.
3- Amelia Earhart (1897 – 1937): Amelia Earhart, 1932’de Atlas Okyanusu’nu uçakla tek başına geçen Amerikalı kadın pilot. Yani o, Atlantik’i uçarak geçen ilk kadın olarak tarihe geçti. Ona göre kadınlar yalnızca annelik yapan ve evinde oturan bireyler olamazdı. Kadınlar uçabilirdi de. Kadınlar uçak kullanmak gibi karmaşık bir işi başarabilirdi de. Böylece pilot olmanın bir kadının da hayali olabileceğini ve bunu başarabileceğini herkese kanıtladı.
4- Dorothy Crowfoot Hodgkin (1910 – 1994): Dorothy Crowfoot Hodgkin, Nobel Ödülü sahibi İngiliz kimyager. Ama çok önemli buluşların da annesi. Kolesterol, penisilin, B12 vitamini ve insülinin moleküler yapılarının kaşifi. Biyomoleküllerin üç boyutlu yapılarını belirlemek için kullanılan X ışını kristallografisi tekniğinin öncüsü. Ayrıca kendisini insanlığın barışına ve nükleer silahsızlanmaya adayan bir isim. Çocukluğundan beri kimyaya tutkuyla bağlı olan Hodgkin’in en büyük destekçisi yine bir kadındı, annesiydi.
5- Eleanor Roosevelt (1884 – 1962): İnsan hakları savunucusu ve Amerikan Başkanı Franklin D. Roosevelt’in eşi olan Eleanor Roosevelt, İnsan Hakları Bildirgesi’ne (1948) büyük katkı sağladı. Ayrıca bu bildirgeyi Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na sunan ve kabul edilmesini sağlayan ilk first lady olma özelliğine de sahip. Ama o hiçbir zaman bir first lady olarak anılmak istemedi. Çünkü özgürlüğüne düşkündü ve sınırlanmaktan hoşlanmıyordu. Hayatı boyunca hem kiliseye hem bürokrasiye hem de erkek egemenliğine karşı mücadele verdi.
6- Florence Nightingale (1820 – 1910): Floransa doğumlu Florence Nightingale, modern hemşireliğin kurucusu ve öncüsü. 1860 yılında St. Thomas’ Hospital isminde ilk sivil hemşirelik okulunu kurdu. Sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi, tıbbi hijyen konusunda yenilikler, Hindistan’daki açlık yardımının devamlılığı ve kadınların iş gücüne katılması gibi birçok alanda çalışmalarda bulundu. Doğum günü olan 12 Mayıs, Dünya Hemşirelik Günü ilan edildi. Bu da onu, bir kadın olarak, insanlar için ilham verici bir isim yaptı. Ama en önemlisi o, sayısız hayatın kurtulmasını sağladı.
7- Rosa Parks (1913 – 2005): Rosa Parks, Amerikalı insan hakları savunucusu ve siyahi hareketi başlatan simge isimlerinden biri. 1955’te Alabama eyaletinde, otobüsteyken bir beyaza yer vermeyi reddettiği için tutuklanan Parks, Amerika’daki ırk ayrımcılığını ifşa etti ve büyük bir hareketin başlamasını sağladı. Çünkü o tarihlerde güney eyaletlerinde siyahilerle beyazlar otobüslere ayrı kapıdan biniyor, ayrı yerlerde oturuyorlardı. Olaydan sonraki bir yılda siyahiler otobüslere binmediler, her yere yürüyerek gittiler. Bir yıl sonra da ABD Federal Mahkemesi, otobüslerdeki bu uygulamayı yasakladı.
8- Simone de Beauvoir (1908 – 1986): Simone de Beauvoir; Fransız var oluşçu filozof, yazar ve teorisyen. Çok ses getiren kadın hakları savunuculuğuyla ünlü. En önemli eseri olan “İkinci Cins”, kadın hareketinin manifestosu kabul edildi. Bir yandan da o bu sayede Feminizm’in kurucu ismi olarak anıldı. Onun kaleminden çıkma romanlar, şiirler, makaleler ve kitaplar kadınların dünyasını, haklarını, sol görüşteki yerlerini ve aşklarını dile getirdi. Beauvoir; kadının kendi hayatından sorumlu olduğunu her defasında vurguladı, erkeklere kadını anlattı, toplumsal tabuları sarstı.
9- Sabiha Gökçen (1913 – 2001): Sabiha Gökçen, Türkiye’nin ilk kadın pilotlarından biri ve dünyanın ilk kadın savaş uçağı pilotu. 1935’te Türk Hava Kurumu’nun Türk Kuşu Sivil Havacılık Okulu’na girdi, 7 erkek öğrenci ile birlikte Kırım Rusya’ya gönderildi ve orada yüksek planörcülük eğitimini tamamladı. 1936’da Eskişehir Askeri Hava Okulu’na girdi ve burada aldığı özel eğitimden sonra askeri pilot oldu. Gökçen, 1996’da Amerika’daki Maxwell Hava Üssü’nde gerçekleşen törende, “dünya tarihine adını yazdıran 20 havacıdan biri” seçildi ve bu ödüle layık görülen ilk ve tek kadın havacı oldu. Dünyaya Türk toplumunu ve Türk kadınını en iyi şekilde tanıttı.
10- Marie Charlotte Carmichael Stopes (1880 – 1958): Marie Charlotte Carmichael Stopes, Birleşik Krallık’ta doğum kontrolünü savunan ve bu konuda eğitim veren bir klinik açılmasını sağlayan ilk kişi. Ayrı zamanda bir kadın hakları savunucusu da olan Stopes, kilisenin doğum kontrolü ile ilgili katı tutumunun değişmesinde büyük bir rol oynadı. Çünkü ona göre doğum kontrolü bir kadının sahip olması gereken en önemli haklardan biriydi. Stopes cesur çalışmaları ile gelecek nesiller için çok önemli bir gelişmeye imza atmış oldu.
Pepapp’ın seni ne kadar çok sevdiğini ve senin kadar güçlü bir kadının bile ihtiyacı olan bir takım güzel şeyleri sana nasıl tatlılıkla sağladığını öğrenmek istersen, linkten telefonuna indirebilirsin: https://aoh0.app.link/pepapp