Regl dönemlerinin en huzurlu ve güzel aktivitelerinden biridir kitap okumak. Şöyle bol yastıklı rahat bir kanepeye uzanıp, mevsim bitkilerinden hazırlanmış bir fincan çay eşliğinde, sizi adeta içine çeken bir kitap okumak gibisi yoktur. Hem sakin hem de dolu dolu zaman geçirmenizi sağlar. Krampları unutturur, bambaşka dünyalara yolculuğa çıkarır. Ama öyle her kitabı okumak da olmaz. Sizi içine çeken dedik ya; işte öyle akıcı, sürükleyici ve kendisini sevdiren bir kitap olması lazım. Hani başucunuzda yer etmesi gereken cinsten. Okurken düşündüren, düşündürürken keşfettiren…
Sizin için regl dönemine ilaç gibi gelecek, bitmesini hiç istemeyeceğiniz 10 kitap seçtik. Çay da hazırsa, keyifli okumalar!
1- Dövüş Kulübü – Chuck Palahniuk: Yeraltı edebiyatının en önemli kitaplarından biri. Tüketim toplumuna, güzellik algısına, kazanma hırsına, birincilik ve mükemmellik yarışına ağır eleştirilerde bulunuyor. Mizahi dili ve alaycı tarzıyla karanlık ve keyifli. Filmi de “mutlaka izlenmesi gereken filmler listesi”nde baş sıralarda.
2- 1984 – George Orwell: Tüm zamanlar ve neredeyse her toplum için geçerli olan distopik bir roman. “Korku imparatorluğu hakim olsaydı gündelik hayatımız nasıl olurdu”ya ışık tutuyor. Üstelik bunu bir “sözde aşk” etrafında işliyor. Dikkatli okuyun zira “BIG BROTHER IS WATCING YOU!”
3- Aşk ve Gurur – Jane Austen: 18. yy İngilteresi’nde, evliliği değil kariyeri seçen bir kadın tarafından yazılmış olması, bu kitabın en önemli özelliği. Dönemin kadınlarının iç dünyasına, hayata ve aşka bakış açısına bir kadın gözüyle yaklaşan kitap, bir ilişkinin değişen seyrini anlatıyor.
4- Yabancı – Albert Camus: Fransız varoluşçu Alber Camus’nün absürd felsefesini anlattığı eseri. Cezayir’de rastlantısal bir şekilde bir Arap’ı öldüren Fransız Meursault’nun, ölümüyle sonuçlanacak yolda, her şeye yabancılaşma sürecini anlatıyor. Kitabı okurken hayatınızdan çok şey bulacaksınız.
5- Küçük Prens – Antoine de Saint-Exupéry: Küçük Prens’in içinizi ısıtacak ve en çocuk yanınıza dokunacak öyküsü. Küçük Prens’in merakı, kırılganlıkları, kaşifliği ve öğrendikleriyle yeniden saf hissedeceksiniz. Dünyanın en çok okunan kitabı olması, bu kitabın bir başka önemli yanı.
6- Suç ve Ceza – Fyodor Dostoyevski: Dostoyevski’nin bir insanın iç hesaplaşmasına değindiği ve bunu yaparken de dönemin toplumsal ve siyasal yapısını eleştirdiği romanı. Hukuk fakültesi öğrencisi Raskolnikov’un suç, ceza, iyilik, kötülük ve masumiyetle imtihanını anlatıyor.
7- Dönüşüm – Franz Kafka: Bir sabah uyandığında böceğe dönüştüğünü fark eden Gregor Samsa’nın hikayesi. Bir insan nasıl böcek olur? Eleştirmezse, sorgulamazsa, itaat eder ve korkarsa… Bu kitap, Kafka’nın önce insana sonra sisteme attığı bir tokat niteliğinde.
9- Jane Eyre – Charlotte Brontë: Bu kitabın en önemli özelliği; Victoria Dönemi’nde, kadın yazarların dikkate bile alınmadığı bir zamanda, bir kadın tarafından yazılmış olması. Farklı sınıftan iki kişi arasındaki aşkı anlatan roman; dini baskıyı, sınıf ayrımını ve erkek üstünlüğünü gerçekçi bir biçimde yansıtıyor. Kadın özgürlüğü ve haklarına sahip çıkan ilk romanlardan biri olarak kabul ediliyor. Ayrıca birçok film ve televizyon uyarlamasının olduğunu da unutmayalım.
10- Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali: Kitaptan bihaber olup da atıp tutanların aksine, bu kitabı okuyabilir ve Kürk Mantolu Madonna’nın aslında Maria Puder karakteri olduğunu öğrenebilirsiniz. Sadece bu da değil. Sessiz ve sakin Raif Efendi’nin Maria Puder’e olan tutkulu aşkına ve içinde kopan fırtınalara da tanık olabilirsiniz. Dünyanın en silik adamı bile, karmaşık bir ruha sahiptir.