Başarılı editör Lucy King her yere geç kalma durumunu, kendi yaşadıkları üzerinden harika bir şekilde kaleme almış. Kendisinden dinliyoruz:Zamanımı yönetmekte korkunç yeteneksizim. Bir yere varmanın ne kadar zaman alacağını asla ciddiye almıyorum. Düzenli olarak trenleri ve otobüsleri son dakikada yakalarım. Uçak uçuşlarını kaçırmakla meşhurum. Geçen yıl yüksek topuklularla bir iş görüşmesine koştum. Alışılmış geç kalma durumum kendimde ve başkalarında aşırı strese neden oldu. İş yerinde azarlandım ve arkadaşlarım tarafından ağır biçimde eleştirildim. Yine de ironik bir şekilde hep erken kalkarım. Kuşlarla uyanırım ve işten önce yürüyüşe çıkarım ya da koşarım. Sabahları yazmaktan da zevk alıyorum. Ama itiraf etmeliyim ki hazırlanmam, sandığımdan daha uzun sürüyor.Gerçek şu ki sabah 05.00’da kalkıp yine de geç kalabilirim. Geç gelmekten nefret ediyorum ve değişmeye çalıştım. Giysilerimi bir gece önce hazırlayıp çantamı toparladım. Tüm saatlerim 10 dakika öncesine hazırlandı. Fakat sistemim ne olursa olsun hiçbiri kalıcı değişiklik getirmedi. Sorunun “ben” olduğu apaçıktı. Gezegende herhangi bir yere varmanın ne kadar süreceği konusunda gerçekçi olamayan bir iyimserdim. Neden zamanında yetişmek benim için bu kadar zordu? Araştırma dünyasına dalıp cevabı bulmak için zaman yönetimi bilimini derinlemesine araştırdım.
Kronik gecikme, kendini sabote etme biçimlerinden biridir.
Çalışmalar, sık sık her yere geç kalan insanların bazı psikolojik durumlarla savaştığını gösteriyor. Daha fazla erteliyorlar, heyecan arayışına giriyorlar; huzursuzluk, odaklanma ve dikkat sorunları gibi Dikkat Eksikliği Düzensizliği benzeri semptomlar sergiliyorlar.Gecikme, köklü kişilik özelliklerinin belirtisidir. Geciken bir kişiye zamanında gelmesini söylemek bağımlı bir kumarbaza çok fazla bahis koymamasını söylemek gibidir. Bir şeyin daha erken başladığını söyleyerek onları kandırmak uzun süre işe yaramayacaktır veya onları bu konuda azarlamak da pek işe yaramayabilir. Buna rağmen hala bir umut var.
Ne tür bir gecikensiniz?
Neden her zaman geç kaldığınızı anlamak, daha dakik olma yolunda atılacak ilk adımdır. Üretkenlik uzmanı Diana DeLonzor, “Asla Bir Daha Gecikme” kitabında yedi tür geciken insan tanımlıyor.
1) Son Dakikacı; son dakika aciliyetiyle başarılı olur. Genellikle kendi yarattığı kriz modunda en iyi şekilde çalışır.
2) Üretici; mümkün olduğunca kısa sürede çok şey yapmaya çalışır. Kapsamlı yapılacaklar listesindeki görevleri tamamlamanın ne kadar süreceğini hafife alır.
3) Dalgın profesör; zamanın tüm akışını kaybeder. Bu, aynı zamanda araba anahtarlarını da kaybeden ve randevuları unutan kişidir.
4) Bahane üreten; geç kalmasının sorumluluğunu asla tam olarak kabul etmez.
5) Keyfine düşkün; genel olarak özdenetimden yoksundur.
6) Kaçamak yapan; geç kalarak kaygı duygularını ve düşük benlik saygısını kontrol etmeye çalışır.
7) Asi; gücünü kanıtlamak ve üstün görünmek için geç gelir.Gecikme türünüzü ve tetikleyicileri anladıktan sonra bir eylem planı oluşturabilirsiniz. Örneğin, ben Üretici ve Dalgın profesörün bir kombinasyonuyum. İşleri son dakikaya bırakıyorum ve içine kapıldığımda zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum. İşleri karmaşık hale getirerek her şey yolunda gitmedikçe evden ayrılmaktan hoşlanmıyorum. Bu faktörlerin birleşimi genellikle benim geç kalmamla sonuçlanan şeydir.
Bir rehber olarak son birkaç aydır makul bir başarı ile yaptığım şeyler şu şekilde:
1) Pazarlık konusu yapılamayacak şeylere karar verin: Bu, sınırlı bir zaman çerçevesinde çok fazla girişimde bulunan Üretici türleri için kritiktir. Pazarlık konusu yapamayacağım şey, sabah koşusu ve doyurucu bir kahvaltı. Yazma, çamaşır yıkama ve e-posta dahil diğer her şey isteğe bağlıdır.
2) Kesin bir sonlandırma süresi belirleyin: Her şeyi bırakıp kapıdan çıkmanız gereken zamanı belirleyin. Benim için bu 07.50. Artık bilgisayarımı otomatik olarak açmıyorum veya e-postalara bakmıyorum. Sabahları koşmadığım zamanlarda yazabilirim ama ikisini de yapmaya çalışmak felaketle sonuçlanıyor.
3) Kendinize hatırlatıcılar yazın: Erken bir toplantım veya konferans görüşmem varsa masama bir not bırakıyorum. Bu olmadan, “dalgınlık” moduna geçme eğilimim var. Ayrıca randevuları hatırlamak zorunda kalmanın stresi yüzünden uykumu da kaybetmiyorum.
4) Sorumlu olun: Daha az gecikmek için çaba sarf ettiğinizi birine söyleyin. Bu kişinin negatif biri yerine destekleyici biri olduğundan emin olun.
Peki ya siz? Dakik misiniz yoksa geciken mi? Geç kalanlar için zaman yönetimi tavsiyeleriniz varsa yorumlar kısmında paylaşabilirsiniz.
Yazar: Ceotudent