Herkesin patır patır evlendiği, hafta sonlarının düğün günleri olduğu, timeline’ların beyaza boyandığı, bekarların neslinin tükenmek üzere olduğu bu dönemde; biz de evlilik konusuna değinelim dedik. Evliliğin ilginç tarihini araştırdık. Nereden çıktı bu evlilik, yüzük, duvak, halay? Evde kalmak bir efsane mi? Evlilik aşkı öldürüyor mu? Bizi öldürmeyen şey güçlendirir mi? Henüz evlenenler, kankasının düğününe hazırlananlar, evlenmeyi düşünen ve düşünmeyenler buraya:
1- Evlilik veya nişan için yüzük takmanın tarihi Eski Mısır’a kadar dayanıyor. Antik Mısır’da halka ve ortasındaki delik sonsuzluğu simgeliyordu. Evlenen ya da nişanlanan çiftler yüzük takarak sonsuz bağlılığı garantilemiş oluyorlardı. Tabii ki Mısır’da ölümden sonra yaşama inanış olduğunu da unutmayalım.
2- Eski Roma’da ise yüzük takmak daha çok aidiyet ve bağlılık anlamına geliyordu. Bu dönemde yüzükler genelde demirden. Anlamı, evliliğin sağlam ve güçlü olması.
3- İlk Hristiyanlarda yüzüğü hem erkek hem de kadın takmaya başladı. Bu, kalplerin birleşmesi demekti.
4- 2. Dünya Savaşı’nda savaşa giden erkekler yüzük takarak, evde kendilerini bekleyen birinin olduğunu hatırlıyor ve böylece depresyona girmiyorlardı. Yani o dönemde yüzük takmak, manevi bir rahatlama yolu.
5- Eski Mısır’da deneme evlilikleri yapılıyordu. Bunlar birkaç yıl süren ve eşlerin anlaşamaması durumunda ayrılmak isteyen tarafın belli bir tazminat ödemesiyle sona eren anlaşmalar.
6- Yine Eski Mısır’da firavunlar kız kardeşleriyle evlenebiliyordu. Genelde tahta geçmek için yapılan bu uygulama, sadece aristokratlar arasında yaygındı.
7- Antik Roma’da ise evlilik bir nevi alışverişti. Çeyiz, hediye vermek gibi günümüzde de geçerli gelenekler vardı. Bu dönemde aşkın evlilikten sonra geldiğine inanılıyordu.
8- Bilinen ilk evlilik belgesi Mezopotamya topraklarında bulundu. Belgede 14 yaşında bir kız, 6 inek karşılığında veriliyor. Buna bir nevi başlık parası da diyebiliriz.
9- Balayı gerçekten de bal yenen bir dönem. Kuzey Avrupa’da bir kız kaçırıldığında bir süre kızın ailesinden saklanmak gerekirdi. Bu dönemde de en yakın arkadaşlar çifte bal getirirdi. Balın afrodizyak etkisini de unutmamak lazım.
10- İlk zamanlarda düğünde öpüşmek bir nevi evlilik mührüydü. Ayrıca ruhların birbirine geçmesini sağladığına da inanılıyordu. Ayağa basma olayı, ise kim önce davranırsa evlilik boyunca onun sözünün geçeceğini simgeliyor.
11- Avusturya Arşidükü’nün nişanlısına verdiği elmas yüzük bilinen ilk taşlı alyans. Bundan sonra elmas yüzük, evlenme tekliflerinde bir araç oldu.
12- İlk duvak Asurlularda nikah sırasında kullanıldı. Kuzey Avrupa ülkelerinde ise yalnızca kaçırılan gelinler yüzlerini örterdi. MÖ 4. yüzyılda Yunanlılar ve Romalılarda yarı saydam duvaklar moda oldu.
13- 16. yüzyılda İngiltere ve Fransa’da beyaz gelinlikler kullanılmaya başladı. İlk gelinlikler siyahmış çünkü. O dönemde Türkiye’de köy düğünlerinde kırmızı duvaklar kullanılıyordu. Bu gelenek halen devam ediyor.
14- Düğünde gelin ve damadın başından bir şeyler dökmek evrensel bir gelenek. Bereketi simgeleyen buğday ve gül en çok kullanılanlar.
15- İlk zamanlarda düğünlerde gelin ve damat aynı kurabiyeyi ısırırdı. Daha sonra başlarında kurabiye kırılmaya başlandı. Davetliler de şans için o kurabiyenin kırıntılarını yiyorlardı. Orta Çağ’da gelin ve damat küçük ekmeklerden oluşan bir hale içinde öpüştüler. 1660’larda İngiltere Kralı II. Charles çok katlı düğün pastası yaptırdı. Böylece gelin pastası bir gelenek oldu.