Alfa kadınlar… Hani bir bakışta sizi aurasına hapseden, kadın erkek ayırmadan bütün bakışları üzerine toplayan kadınlardan bahsediyorum. Erkeklerin tanrıça yerine koyduğu, kadınların hasetle süzdüğü, cüretkâr, ne istediğini bilen, kim olduğunun farkında olan kadınlar… Bu hafta sizin için sinema dünyasının alfa kadınlarını derledik. Kimler yok ki listede, Brigitte Bardot’tan, Meryl Streep’e; Belgin Doruk’tan, Türkan Şoray’a…
İşte sinema dünyasının alfa kadınları…
Brigitte Bardot:
Hollywood’un en güzel yıldızlarından, sade ve anlamlı bir yüz ifadesiyle ışıldayan, bir dönemin ilahesi, “Femme fatale” sözünün vücut bulmuş hali Brigitte Bardot, sinema dünyasında dişiliğin sembolü oldu.
Audrey Hepburn:
Bir dönemin efsanesi, yönetmenlerin kapısında yattığı, masumiyet ve zarafetin simgesi Audrey Hepburn. Adı hep Hollywood’un en olağanüstü kadınlarından biri olarak anılacak.Jean Seberg:
Fransız yeni dalga sinemasının kısacık saçlı güzel kadını, “Serseri Aşıklar”ın Patricia’sı, Hollywood’un en çekici aktristi Jean Seberg’i yazmazsak bu liste eksik kalırdı.
Elizabeth Taylor:
Hollywood’un altın çağının son divası, “menekşe gözlü” lakabının sahibi, güzeller güzeli aktris Elizabeth Taylor, kalın siyah kaşları, güzel gözleriyle daha 30 yaşındayken bir sinema ikonu olmayı başardı.
Sophia Loren:
İtalyanların en az makarna ve pizza kadar ünlü ismi Sophia Loren. Renkten renge giren bir gökkuşağı… Güzelliği ile herkesi kendine hep hayran bıraktı.
Carrie Fisher:
Carrie Fisher, kült statüsüne 1977’de henüz 19 yaşındayken rol alma şansına eriştiği, “Star Wars” serisinin Prenses Leia’sı olarak girdi hayatımıza. Canlandırdığı karakter kısa sürede popüler kültür ikonuna dönüştü. Ne yazık ki 2017 yılında aramızdan ayrıldı.
Charlize Theron:
Belli aralıklarla dünyanın en seksi kadını seçilen, güzelliğini Oscar’la taçlandıran hem komik hem güzel aktrist, oyunculuğuyla da daha çok konuşulacağa benziyor.
Uma Thurman:
Sinema dünyasına 17 yaşında, sinemaseverlerin hayatına ise Quentin Tarantino’nun yönetmenliğini üstlendiği “Ucuz Roman” ve “Kill Bill”le girdi. Gizemli güzelliğiyle öne çıkan aktristin oyunculuk yeteneği ayrı bir yazı konusu olur.
Monica Bellucci:
Monica Belluci, avukat olmaya niyet edip milyonların sevgilisi oldu. Güzelliği, zarafeti, stili ve başarısıyla şapka çıkartılacak kadınlardan.Kariyerine küçük rollerle başlayıp emin adımlarla zirveye çıktı. “En Güzel Kadınlar” listelerinin değişmeyen ismi, mütevazılığıyla da gönülleri fethediyor.
Meryl Streep:
Sinemanın vazgeçilmeyen yüzü, Hollywood’un en güçlü kadınlarından Meryl Streep, yıllanmış şarap misali. Üç Oscar ödüllü oyuncu, hala yönetmenlerin vazgeçemediği karakter oyuncularının başında geliyor.
Penelope Cruz:
İspanya’nın efsane yönetmeni Pedro Almodóvar’ın vazgeçilmezi, seksi güzel aynı zamanda sempatik, sıcacık bir Akdeniz insanı. Elbette asıl konumuz enfes oyunculuk yeteneği!
Belgin Doruk:
Türk kadınlarının ikonuydu. Yeşilçam’ın küçük hanımefendisi, incecik topuklu ayakkabıları, kabarık etekleri, kabarık siyah saçları ve çekik gözleriyle bir döneme damgasını vurdu.
Türkan Şoray:
Türk sinemasının sultanı, Yeşilçam’ın medar-ı iftiharı… Beyazperdedeki enerjisiyle, 50 yıllık sinema yaşantısında yarattığı aurayla, sinemaseverleri öyle bir etkiledi ki sinemamızın en etkili miti haline geldi.
Fatma Girik:
Osman Seden’in “Bundan bir şey olmaz.” diyerek azarladığı o kız, Türk sinemasının mavi gözlü efsanesi oldu. Sözünü hiç esirgemeyen aktris, Yeşilçam dendi mi akla gelen ilk yıldızlardan.
Hale Soygazi:
1972 yılında önce Türkiye sonra Avrupa güzeli seçildi. Manken olarak girdiği sinema dünyasında yeteneğiyle var oldu. Girdiği her rolün altından kalktı. Akıllarda Türk sinemasının uzun sarı saçlı yıldızı olarak kalacak.
Müjde Ar:
Türk sinemasında kadın temsilini konuşacaksak onun adını en ön sıralardan birine yazmalıyız. Türk sinemasının özgür kadını Müjde Ar, Yeşilçam filmlerinde kadını cinsel nesne olmaktan çıkararak, bu yöndeki değişimin öncüsü oldu. Ah Belinda diyorum ve susuyorum.
Hülya Avşar:
Son günlerde bir magazin yüzü olarak ekranlarda görseniz de Türk sinemasından bir Avşar kızı geçti. 90’larda Yeşilçam duraklama devrine girmeden hemen önce setlerinin en çok aranılan yüzüydü. Dillere destan güzelliği ile 80’ler boyunca sayısız filme imza attı. “Berlin in Berlin”le de Türkiye’ye yurt dışından ilk defa “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü getirip, Türk sinemasına adını altın harflerle yazdırdı.