Pepapp’ın Roman Alıntılarında Bu Hafta

  Öyle sözler vardır, duyduğunuz anda üzerine sıcak su dökülen şeker gibi bir anda bin parçaya ayırıp eritir sizi… Bu içerikte bizim içimizi eriten sıcacık yapan güzel romanlardan güzel alıntılar yapıyor olacağız. Hem belki beğendiklerinizi alır evde okursunuz bu güzel kitapları. Ne dersiniz, başlayalım mı?

  1. Hakan Günday – Az

“Diyebilirsin ki, bir insanı, fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Haklısın. Belki de çok az…
O zaman şöyle demeliyim: seni az tanıyorum, az…
Sen de farketin mi? Az dediğin küçücük bir kelime. Sadece a ve z. Sadece iki harf ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce
kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasınd; biri başlangıç, diğeri son.
Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler.
Senin ve benim gibi…”

  1. Dublörün Dilemması – Murat Menteş

“Hayat maliyetleri karşılamayan bir iştir.”

  1. Masumiyet Müzesi – Orhan Pamuk

“Her akıllı insan hayatın güzel bir şey olduğunu, amacının da mutlu olmak olduğunu bilir,” dedi babam üç güzel kızı seyrederken. “Ama yalnızca aptallar mutlu olur. Nasıl izah edeceğiz bunu?”

  1. Yalnızız – Peyami Safa

“Kadının aşk ahlâkı bazan aşkın dışında ahlâk tanımaz.”

  1. Sahibini Arayan Mektuplar- Ümit Yaşar Oğuzcan

Kimdi o? Yanındaki kimdi? Ne konuşuyordunuz? İşte buna dayanamam. Kahrolurum.
Dün gece ne yaptın? Nereye gittin? Ah otursaydın da beni düşünseydin ya! Eğlenebildin mi bari?
Yatarken ne okudun? Sonra iyi uyuyabildin mi? Rüyanda neler gördün? Söylesene.
Anladım artık beni sevmiyorsun. Sevdiğini sanmakla yanılmışım.
Zaten çirkin bir adamım ben, sinirliyim, kıskancım, fazla hisliyim. Daima beni seveceğini düşünmemeliydin. Suçluyum. Kendimi sevgilerimin bencilliğinden kurtaramadım. Zayıf, bencil bir adamım öyleyse.
Sonra yalancıyım, iki yüzlüyüm. Seninle konuşurken seninle yatmayı düşünüyorum. Sevgiyle elini tuttuğum zaman, aslında kalçalarını tutuyorum, bilmiyorsun.
Kendime göre hesaplarım da var benim. Yanımda olman gurur veriyor, sevinç veriyor bana. Fakat sana kimse bakmasın istiyorum, kimse konuşmasın seninle. Hep benim ol, durmadan benim ol. Günün her saatinde ve ölünceye kadar benim ol.
Beni seviyor musun? Evet mi? Öyleyse söyle. Kimdi o? Yanındaki kimdi? Nereye gidiyordunuz?
Seven zalimdir biliyorsun, aşk egoisttir. Sen zalim olma. Anlamıyorsun, anlamıyorsun…. . Biraz anla beni.
Sana sitem etmeyeceğim artık. Bütün suç benim. Seni bu kadar sevmemeliydim. Şu köhne ve utanmaz dünyada ne bir kimse bu kadar sevilmeye değer, ne de bir kimsenin bu kadar sevmeye hakkı var.
Kendimizi ne sanıyoruz? Biz neyiz ki? Sus, cevap verme. Teselliye ihtiyacım yok.
Seni bu kadar sevmenin cezasını kendime ödeteceğim.
Göreceksin.

Written by Altan Yiğit

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir