Pozitif olmaktan bahsedilince sanki bardağın sadece dolu tarafını görmekten, olumsuz deneyimleri ve ihtimalleri yok saymaktan söz ediliyor gibi anlaşılabiliyor. Yürüdüğümüz yolları inişlerin ve çıkışların oluşturduğunu, her tercihin aslında bir başka seçenekten vazgeçmek anlamına geldiğini, özünü Herakleitos’un zıtların birliği felsefesinden alan “her şey zıddı ile kaimdir” sözünü de düşündüğümüzde, bardağın sadece dolu tarafını görmek boş olan diğer yarısını inkar etmek oluyor. Boş olan diğer taraf aslında dolu olanı anlamlı yapıyor.
Pozitif Psikoloji üzerine yazmaya karar verdiğimde önce dört senelik lisans eğitimim sırasında öğrendiğim çok şeyi paylaştığım kişilerden birine, anneme, pozitif psikoloji nedir sence diye sordum. “Her şeyi iyi düşünmektir.”dedi 🙂 Pek çoğumuz ilk duyduğumuzda böyle sanıyoruz ama yanılıyoruz.
Pozitif psikoloji, psikoloji alanında ruh sağlığının, ruh hastalıkları yaşamakla aynı şey olmadığını belirtir. Bütüncül bir sağlıklı olma ve iyi oluş haline odaklanır. Kısaca özetlersek, kişide neyin yanlış/eksik olduğuyla tek başına ilgilenmez, neyin doğru/güçlü olduğuyla ilgilenir ve pozitif psikoloji için tedavi, doğru olanı inşa etmektir.
Bu süreçte de keyifli bir hayat, yaşama bağlılık ve anlamlı bir yaşam hedeflenir. Bu hedeflere ulaşırken araştırmaların bize önemini gösterdiği beş ögeden (PERMA; Positive Emotion, Engagement,Relationships,Meaning, Accomplishement) bahsedebiliriz. Bazı pratik uygulamalarla da pozitif psikolojiyi kendi hayatımıza dahil edebiliriz. Gelin önce şu beş ögeye bir bakalım.
1) Olumlu Duygular:
Sadece mutlu olmak değil burada kast edilen, geçmiş, bugün ve geleceğin daha olumlu bir bakış açısıyla değerlendirilmesi, ümitvar ve iyimser olabilmek marifetidir. Olumlu duygular, bizi hayatta daha yaratıcı olmaya ve risk almaya iten itici bir güç olarak görülebilirler.
2) Yaşama Bağlılık:
Kendi yaşamımıza doğrudan dahil olduğumuz, yaptıklarımıza duyduğumuz bağlılığın, iyi oluşumuza katkı sağladığı bir iç içelik halidir. Yaşama bağlılık, kişisel tatminle doğrudan ilişkilidir.
3) İlişkiler:
Bağ kurmaya dünyaya gözümüzü açtığımız ilk anlarda başladığımızı hatırlayın. İlişki, sosyal bir canlı olan insan için hayatın en önemli parçalarından biridir. Öyleki olumlu ve destekleyici ilişkiler, uzun ömürlü bir yaşamla ilişkilendiriliyor.
4 )Hayatın Anlamı:
Kendinden büyük bir amaca adanmışlık olarak özetleyebiliriz bunu. Dünyadaki varlığımıza dair bir anlam ve ondan devşirdiğimiz bir amaç bize yaşama nedeni verir. Nietzsche’nin dediği gibi, “Yaşamak için bir nedeni olan kişi, her şeye dayanabilir.”
5)Başarı:
Ulaşılabilir gerçekçi hedefler belirlemek ve bu yolda gösterdiğimiz çabalardan bizi tatmin eden neticeler elde etmek de, yaşama bağlılığımızı besleyen önemli bir motivasyon kaynağıdır.
Pozitif Psikoloji, bu beş ögeden oluşan bir hayatı inşa ederken kullanabileceğimiz güçlü karakter özelliklerimizi de inceler. Bu karakter özelliklerini kullanmak, insanlara profesyonel iş yaşamında ve bireysel hayatlarında gelişmek için avantajlar sağlar. Üstelik ruh hastalıklarından koruyucu etkilerini gösteren çalışmalar da mevcuttur.
Bu 24 karakter özelliğinden güçlü olduklarımız geliştirebilir ve sonradan edinilebilir. İyi haber; hepimiz sıralaması farklı da olsa bu güçlü karakter özelliklerini taşırız.
Eğer siz de merak ederseniz, buradan çözeceğiniz testle güçlü yanlarınızı tanıyabilirsiniz.
Günlük hayatınız dahil edebileceğiniz Pozitif Psikoloji uygulamalarından bazılarını gelecek yazıda paylaşacağım, görüşmek üzere.
Kaynaklar: Bannik, F.(2017). 201 Pozitif Psikoloji Uygulaması, Üsküdar Üniversitesi Yayınları,7-17.