Zehirli İlişkilerden Korunmanın Yolları

İlişkilerde balayı döneminin bitmesiyle birlikte artan kaygı, üzüntü ve gerginlik yaşanılan süreci daha da zor hale getirebilmektedir.
Bir ilişkinin zehirli bir madde gibi yani toksik bir ilişki haline gelmemesi için, geldiğinde de kendinizi bu durumdan koruyabilmeniz için birkaç önerim olacak sizlere.

Zehirli ilişkiler çoğu zaman bireylerin düşüncelerini ifade etmeleri için güvensiz hissetmelerine ve gerçek benliklerine sahip olamamalarına neden olur.
Gelin hep birlikte zehirli ilişkilerin 8 önemli işaretine bir göz atalım;

1) Partneriniz artık daha kaygısız hale geldiyse:

Partnerinizin daha fazla ilgisiz olduğunu fark ettiğinizde, bu ilişkiden vazgeçmeye başladığına dair bir işaret olabilir. Hemen panik olmayın ancak hislerini anlamaya çalışın. Eşinizin sizinle duygusal olarak güvende hissetmesine yardımcı olmak, eşinizin size tekrar bağlı hissetmesine yardımcı olacak ve ilişkiyi onarma sürecinin başlatılması için de önemli bir adım atmış olacaksınız.

2) Partneriniz sürekli sizi kontrol ediyorsa:

Kontrol eden insanlar, her şeyden sorumlu olma gerekliliğini hissetmekte ve bu ihtiyacı hem çevreleri hem de çevrelerindeki insanlarla manipüle ederek ifade etmektedirler. Bu tür bir davranış, derin bir güvensizlik duygusundan kaynaklanır ve bu toksiktir. Böyle bir ilişki yakınlık ve bağlantı için gereken fırsatı öldürür. Kontrol davranışı genellikle kaygı, kıskançlık ve güvensizliğe bir tepki olarak gelişir. Partnerinizin güvende hissetmesine yardımcı olacak ılımlı konuşmalar yapmak etkili olabilir.

3) Partneriniz sizi utandırıyorsa:

Toksik partnerlerin sizi utandırdığı bazı durumlar, doğrudan bağırıp, çağırarak ve yargılayarak sözlü tacizle kişiliğinize saldırmak olabilir. Bu soğuk şiddetin ve zorbalığın sizi nasıl kötü hissettirdiğini onunla paylaşın. Partnerinizle defalarca bu konu hakkında konuşmanıza rağmen sizi anlamaya ya da dinlemeye istekli değilse, o zaman kendinizi bu ilişkiden uzaklaştırmak en iyisidir. Unutmayın siz çok değerlisiniz.

4) Partneriniz pasif agresif bir tutum sergiliyorsa;

Bir işi gönüllü gibi yapıp şikâyet ediyor ya da çokça söyleniyorsa yani genellikle yapmayı tercih etmeyecekleri bir iyilik istediğinizde evet demeyi tercih ederler. Bu onların o işi isteksizce yapmalarına sebep olur, çünkü sizi ilk etapta sormamayı bilmeniz gerektiğini düşünürler. Adeta akıl okumanızı isterler ve genellikle öfkeli ve sinirli bir tutum sergilerler.

5) Partneriniz kin tutuyorsa, geçmişi geçmişte bırakamıyorsa:

En güçlü ilişkiler, sahip oldukları tüm olumlu durumlardan ötürü değil, aynı zamanda olumsuz olanları nasıl ele aldıklarından dolayı daha iyi ilişkilerdir. Çözdüğünüzü düşündüğünüz herhangi bir konu farklı yollarda sürekli karşınıza çıkıyorsa ve bunu bir türlü aşamıyorsanız altta travmatik durumlar yatıyor olabilir ve profesyonel bir destek almak en iyi çözüm olabilir.

6) Sınırlarınıza saygı göstermiyorsa:

sağlıklı ilişkilerde çiftler birbirlerini anlar ve karşısındaki insanın sınırlarına nasıl saygı göstereceğini bilirler. Eşler bu sınırları aşmaya başladığında, artık kendi ihtiyaç ve değerlerine de saygı duymadığının bir işaretidir. Bu durumda da bireysel psikoterapi desteği gerekebilir.

7) Partnerinizle her zaman yumurta kabuğu üzerinde yürüyormuş gibi hissediyorsanız:

en yakın arkadaşınızdan gelen mesajı saklıyorsunuz çünkü eşini kıskanabilir ya da nasıl tepki vereceği belli olmadığından kendinizi garantiye almak mecburiyetinde mi hissediyorsunuz? En sağlıklı ilişki her zaman güven ve açık iletişim temeli üzerine kuruludur Birbirinize karşı şeffaf olmalısınız.

8) Partneriniz size aşırı bağımlıysa:

Bu genellikle güçlü bir kimlik duygusuna sahip olmayan ve düşük bir öz-değer duygusuyla mücadele eden eşlerde ortaya çıkan bir durumdur. Bu ilişkiyi zehirler çünkü asla kendinizi özgür hissedemezsiniz.

Yukarıda belirttiğim 8 işareti gözden geçiriniz ve toksik bir ilişkide sıkışmış gibi hissediyorsanız, ilk adımınız bunun bir sorun olduğunu kabul etmek olmalıdır.  Gerekirse profesyonel yardım almaktan kaçınmayın.

Kendinize iyi bakın, en önemlisi kendinize bağlı kalın???

Psk. Şule Arslan 

Written by Altan Yiğit

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir