Altan Yiğit
Çoğu zaman kişisel gelişimin kitaplar okunarak veya seminerlere gidilerek öğrenilen bir meziyet olduğu varsayımında bulunuruz. Oysa ki kendi içimize dönüp farkındalıkla geçirdiğimiz birkaç dakika bile en değerli öğretileri bize sunabilecek niteliktedir.
Peki nedir kişisel gelişim?
İnsanın hayatını konfor içinde yaşamasını sağlayan çalışmalar bütünüdür.
Psikolojik konforu engelleyen ise endişe, öfke, hırs, kıskançlık gibi duygular ve bu duyguların tetiklediği düşüncelerdir.
Bu duygular çoğunlukla “anlamamaktan” kaynaklanır; insan parçası olduğu düzen ve gidişat içinde varoluşunu nasıl konumlandıracağını bilemez. Ve anlaşılamayan her şey korku yaratır; tüm konforsuz duygusal durumlar hayata güven duyamamaktan kaynaklanır.
Bütünü anlamak için ise önce küçük parçalarını anlamak etkili bir yöntemdir; insan, evrenin çok küçük bir birimi olan kendini anlamakla başlayabilir.
Kendini anlarken tüm ilişkilerin kendi üzerimizde yarattığı etkilerin farkında olmak gerekir. İçinde yaşanılan şehir, beraber çalışılan insanlar ve makineler, dokunulan canlılar, bedene alınan gıda, dinlenen müzik, görülen renkler, solunan hava..
Her bir unsurun yarattığı etkiyi anlamak için en basit eylemleri dahi incelemek ve o eylemleri yaparken kendini izlemekten daha etkili ne olabilir?
Tam da bu yüzden bu araştırmayı kontrollü ve bilinçli bir şekilde yapmak için her gün en az 10 dakika ayırmak her birimiz için mümkün.
Her bir duyguya ve deneyime “şimdi burada tam olarak ne oluyor” diye bakmayı pratik etmek için.
Olan bitene dışardan bakarak kendimizi herhangi bir duyguyla, düşünceyle, eylemle özdeşleştirmemeyi öğrenmek için.
Dışarıda hafifledikçe içeride güçlenmek,
yaşam konforumuzu arttırmak,
özgürleşmek için.
Denemek ister misin?
Masanın üstünde, hemen önünde, sevdiğin, sıcak bir fincan içecek var.
Fincanın verdiği biçimi, içeceğin rengini, üzerinde tüten dumanı görmenle ilk temas başlar.
Ellerini fincanın iki yanına yerleştirirsin içeceğin ısısı avuçlarından bedenine yayılır.
Kendine yaklaştırınca burun deliklerine dolan kokusu beynin limbik sistemini harekete geçirir.
Bir yudum alırsın, tadını, dokusunu, yoğunluğunu algılarsın. Yemek borunu geçerek midene ulaşır. Sindirim sistemin aktive olur ve içeceğini oluşturan moleküller senin sisteminin bir parçası olmaya başlar.
Burdan sonrası tamamen sen ve içecek arasındaki bir hikayeye dönüşür. İçtiğin bir yudum bedeninde, zihninde, duygu durumunda nasıl etkilere yol açar?
Her birimizin hikayesi diğerinden farklıdır, doğru, yanlış, güzel, kötü gibi etiketlerden bağımsızdır.
Tüm dikkatinle izleyebilir misin?
Buket Polat
