Altan Yiğit
Hafta sonu başlarken regl olan talihsiz prensesler! Madem regl dönemindeyiz, madem evdeyiz, o zaman gelin, şöööyle içecek serin bir şeyler alalım (kafeinsiz lütfen) ve çılgınlar gibi mini dizi izleyelim. Bizim Türk dizileri adeta bir sinema filmiymişçesine en az 2,5 saat sürdüğü için mini dizi izlemek çok daha makul geliyor. Kısacık bölümleriyle leblebi gibi çatır çatır izlersin sen bunları. Hadi iyi seyirler.
11.22.63
Neden bununla başladım? Çünkü içinde James Franco var.
Biliyorsunuz kendisi gerçek bir pirems. <3
11.22.63, Stephen King’in aynı adlı romanından uyarlanmış. Dizi, bir dönem dizisi. 1960’ları anlatıyor. Konumuz; John F. Kennedy cinayeti. Olaylar 1960’larda geçiyor. James Franco da, cinayeti önlemeye çalışan sıradan bir lise öğretmenini canlandırıyor. 8 bölümlük harika bir dizi.
Black Mirror
Aranızda izleyenler vardır mutlaka ama eğer henüz izlemeye başlamadıysan, şu güzelim hafta sonunda regl döneminde olman, bu diziye başlamak için harika bir neden bence.
Mini dizi furyasının en basit hali olan Black Mirror’ın her bir bölümü, birbirinden bağımsız. Yani bir önceki bölümle ilişkilendirmen gereken bir durum olmadığı için çok güzel izleniyor. Ancak regl dönemi ruh hali ile dizideki olaylar birleşince psikolojin bozulsun istemem. 🙂
The Night Of
Regl döneminde dram, suç ve gerilim dolu mini bir dizi izlemek nasıl fikir? Bizce harika! Gerim gerim gerilip hafta sonu çılgınlar gibi stres altında kalmak istersen şiddetle tavsiye… Şaka şaka, çok güzel dizi.
Olaylar, taksicilik yapan bir adamın, geceyi yeni tanıştığı bir kadınla geçirmesi ile başlıyor. Gecenin sabahında ise kadını ölü bulmasıyla işler çığırından çıkıyor. Kadını taksici mi öldürdü? Yoksa taksici masum mu? 8 bölümlük bu dizi su gibi akar diyorum.
The Enfield Haunting
Oooov, korku dizisi.
Enn sevdiğimiz!
Eğer ruhani varlıklara da inanıyorsan, bu dizi tam senlik. Üstelik dizide yaşanmış hikayeler anlatılıyor…
Pride and Prejudice
Yani genellikle bilinen adıyla; “Aşk ve Gurur”. Ama aslında “Gurur ve Önyargı”. 🙂
Dizi aslında 95 yapımı, 6 bölümlük bir BBC dizisi.
Nee, tam bir aşk kadını mısıııın? O zaman bu dizi tam senlik. 🙂 Ama dikkat et, diziyi izledikten sonra Colin Firth’e aşık olabilirsin. Ben sana diyeyim.
The White Queen
Game Of Thrones’u izledin mi bilmiyorum ama bu dizi Game Of Thrones’un orjinali gibi neredeyse.
Bol entrika ve bol heyecan var. Eğer tarihi dizileri seviyorsan, net seversin. Bizim Muhteşem Yüzyıl gibi ama İngiliz taht oyunlarını anlatıyor. İzledikten sonra arkadaşlarına “Allah o Margaret’ın cezasını versin” diye anlatırsın artık. Enee, spoiler’ı da verdik görüyo’ musun!
Lucifer
Adına bakıp hemen korkma. Bu diziyi izlerken çok keyif alacaksın. Cehennemden sıkılan ve dünyaya inip bar işleten bir şeytan var dizide. Üstelik şeytan dediğim kişi de resmen İngiliz aksanlı Kenan İmirzalıoğlu. İmirzalioğlu da olabilir, ondan emin değilim.
Dancing On The Edge
Caz müzik seviyorsan diğer şıklara bakma. Direkt buradan yürü sen.
Hikaye 1930’larda geçiyor. Müzikler, mekanlar ve kıyafetler yıkılıyor. Dizide o dönemlerde kurulan ve yükselmeye çalışan bir caz grubunun hikayesini izleyeceksin. Müzikleri neee-fis!
Poldark
İngiliz dizilerini paragraflarca övmeye gerek yok. Poldark da bir İngiliz dizisi. Dizide, üst sınıftan gelmesine rağmen sistem mücadeleri veren Ross Poldark isimli karakterin öyküsünü izleyeceksin.
Ayrıca kara kaşına, kara gözüne de hasta olacağınız bir adet Aidan Turner mevcut dizide. Yiriz.
Olive Kitteridge
Ay harika bir dizi bu! Evlilik, yaşlılık, yaşadığın ve yaşayacağın pişmanlıklar, arada depresyon gibi hepimizin bir gün yaşayabileceği şeyler çok güzel işleniyor dizide.
İnsan izlerken resmen dinleniyor. Bir de hayatın insanı aslında ölüme nasıl hazırladığını görüyorsun. Şiddetle tavsiye.
Şimdi dizini seç ve izlemeye başla.
Arada Pepapp’ını açmayı da unutma. 🙂
