Öğrenilmiş Çaresizlik
“Yok, olmaz bu iş… Asla çözülmez bu durum, ben sana söyleyeyim… Daha önce de denedin ama olmadı. Ne yaparsan yap, hiçbir önemi yok, hiçbir işe yaramayacak.” iç sesiniz bunları mırıldanıyor mu? Bir girdabın içindesin ve çıkamıyor gibi hissediyor musun? Yaşadığın öğrenilmiş çaresizlik olabilir. Öğrenilmiş çaresizlik; bir durum ya da bir olay sonucunda sürekli olarak olumsuza ulaşıp ortaya çıkan başarısızlığı kökten kabullenme ve bunu bir ilke edinme durumudur. Oldukça güçlü bir psikolojik etkidir ki başarısızlığın önündeki tüm engeller kalksa da kişi başarısız olacağına inandığı için engelin kalkmış olduğunu fark edemez.
Aslında sorun, başarısız olmak değil de başarısızlığa yüklenilen anlamdır. Başarısızlıkla özdeşleştirdiğiniz neden, bir sonraki defa benzer durumda ne yapacağınızı belirler. Hiçbir şey yapmamak ama gerçekleşmesini istediğin hayaller kurmaya devam etmek, öğrenilmiş çaresizlik içinde alan tutmana neden olur. Yapamayacağını söyleyen iç sesi biraz kısıp, “Farklı bir çözüm bulmak mümkün mü? Hadi tekrar dene, başarabilirsin.’’ İç sesi güçlendirmek gerek.
Şimdiye kadar alan tuttuğunuz bütün çaresizlik durumları için kendinizi affedin. Kendinize öncelikle kısa vadeli hedefler koyun. Günlük ve haftalık hedefler yeterli olabilir. Her gün 24 saat ve 24 saat kredi verin kendinize. Her bir başarı adımınızda kendinizi ödüllendirin. Umutsuzluğa kapılmayın, tekrar tekrar denemekten korkmayın. İç sesinizin ‘Hadi tekrar dene başarabilirsin!’ cümlelerine kulak verin.
Öğrenilmiş Güçlülük
Öğrenilmiş çaresizlik dilimize de zihnimize de iyice yerleşmiş bir tanım. Biraz da öğrenilmiş güçlülükten bahsedelim.
Rosenbaum (1980)’un yapmış olduğu tanıma göre öğrenilmiş güçlülük, ”Stresli ve güç durumların oluşturduğu etkiyi azaltmak yönünde, bireyin duygularını ve bilişlerini düzenleyebilmesini sağlayan becerilerdir.” Motivasyondan ziyade bilişsel düzenlemeleri yaparak öğrenilmiş güçlülüğü elde edebiliriz. Böylelikle olayların üzerimizdeki etkilerinin negatif olanlarını azaltabilme yeteneğine/ gücüne sahip oluruz.
Öğrenilmiş güçlülük erken yaşta kazanılan beceriler olarak ifade edilse de etkisini artırmak ya da yeniden kazanmak için neler yapabiliriz biraz bakalım:
- Öz kontrol ve öz yeterlilik: Fiziksel ve duygusal olarak sınırlılıklarımızın farkında olarak, olayların bizde oluşturduğu etkileri doğru algılarsak verdiğimiz tepkileri de kontrol edebiliriz. Elimizi soğuk suyun içinde tutma nedenimizi iyi bilirsek, soğuğun elimizdeki etkilerini de öngörebilirsek acıya dayanıklılığımız artar. (Soğuk su deneyi, Rosenbaum ve Ben-Ari, 1985)
- Problem çözme becerisi edinmek: Bir sorunla karşılaştığımızda, bunu pilav yapmaktan tutun da proje krizine varana kadar örnekleyebiliriz, problemin asıl nedenini bulup birden fazla çözüm yolları öne sürebilirsek birden fazla sonuç da ortaya çıkmış olur. Olası olumsuz sonuçlara hazırlanabiliriz.
- Hazzı erteleyebilme: Yaşamda bazen dibi gördüğümüz zamanlar olabiliyor. Zevk veren şeylere ulaşamıyoruz. Bazen de ulaşımımız kolay olsa da irademizi ortaya koyup hazzı ertelemek gerekebiliyor. Zor zamanlarda hazzı erteleyip daha iyi bir ana ulaşmak için güçlü kalmak gerekir.
- Öz gelişime inanç: Deneyimlerden ders çıkararak eylemlerimizin sorumluluğunu alabiliriz. Bunu yaparken de içsel süreçleri izlemek, kendimizi takip etmek güçlü kalmayı sağlarken becerilerimizi pekiştiririz.
Kendini tanı. Yeterliliklerini bil. Gelişimine inan. İçsel süreçlerini gözlemle.
Yazar: 7-Circle