Bir süredir gündemimizde olan salgın haberleri vesilesiyle bağışıklık sistemini güçlendirmeye yönelik beslenme önerileri sunmaya karar verdim, bu öneriler ise oldukça uygulanabilir. Hayatında çok büyük değişiklikler yapmana gerek yok. Ufak ve genel ama faydalı değişiklikler çok önemli.
Bağışıklık sistemimiz bizi dış ortamlara karşı korur, tüm besin gruplarını içeren çeşitli bir beslenme, iyi uyku, stresle başa çıkabilme, devamlı temizlik bağışıklık sisteminin güçlendirilmesiyle birebir alakalı.
Öncelikle seni hasta olmaktan koruyacak ya da iyileştirecek tek tip bir beslenme planının mevcut olmadığını söyleyerek başlamak istiyorum. İstediğin kadar detoks suları yap, her sabah bitkileri çekip tüket, pahalı vitamin ve ürünleri almaya çalış, sağlık düzeninde genel bir değişim ve düzenleme yoluna gidilmediği müddetçe bir işe yaramayacak, bunlar bağışıklık sisteminde maalesef fantastik bir değişim yaratmayacak.
Temel beslenme önerileri burada da çok önemli. Tüm bulaşıcı/bulaşıcı olmayan metabolik hastalıklarda olduğu gibi tek düze değil besin çeşitliliğini sağlayan, uygun miktarda karbonhidrat, protein ve yağ tüketmek gerek. Karbonhidratlarda tam tahıllar, kurubaklagiller, meyve ve sebzeleri devamlı çeşitlendirerek bir düzen oluşturulurken; protein kaynakları, et, kümes hayvanları ve ürünleri, balık, peynirle (veganizmde baklagiller devreye giriyor) oluşturuluyor. Yoğurt; karbonhidrat, protein ve yağ içeriyor, iyi bir D vitamini kaynağı, ev yapımı/sade ve şeker ilavesiz olanları tüketilebilirsin. Yağ kaynaklarında; kızartma, kavurma ve fast foodların tüketiminin minimuma indirilmesi, yağlı tohumları(kuruyemişler), zeytinyağı gibi sıvı yağları da beslenme düzenine dahil etmek gerek. Salatalardan ve koyu yeşilli yapraklı sebzelerden bol vitamin mineral geliyor ancak ev dışı tüketilen ve satın alınan salatalar iyi yıkanmamış olabilir, hazırlamadan önce evde sirkede bekleterek temizliğini sağlayabilirsin. C vitamini; kırmızı-turuncu-sarı sebze ve meyvelerden geliyor, tüketimleri yine çeşitlendirilerek olsun. Yemeklerine ekstradan sarımsak, zencefil eklemek; çorbaları kemik ilikli tüketmek faydalı olabilir. Pişmiş sebze yemekleri hazırlanırken vitaminleri suyuna geçiyor- bu suları yemekleri tüketirken dökmemeye çalış. Dolaşımda inflamasyon olmaması için şeker, alkol, trans yağ tüketimine çok dikkat etmelisin, bunların tüketimi vücuda ekstra stres yüklüyor.
Evet malnutrisyon, düşük kalorili ve eksik beslenme; sık hastalanma, düşük bağışıklık, yaraların zor iyileşmesiyle kesinlikle ilişkili. Yani hala dengeli beslenmediğini düşünüyorsan bugün iyi bir başlangıç olabilir. C vitamini, D vitamini ve Çinko kaynaklarının tüketimine dikkat edip günlük rutinine meditasyonu da dahil edebilirsin.
Meditasyona yeni başlayacaksan her gün 5 dakika nefesine ve bedenine odaklanıp düşüncelerin gelip geçmesine izin ver, meditasyon ve farkındalık çalışmalarının immün sistemin desteklenmesine yardımcı olabildiği görülmüş.
Gündemimizi saran felaket haberleri; savaş, hastalık, iklim düzensizlikleri, türlü eşitsizlikler ve haksızlıklar, tüketimin çılgın boyuta gelmesi bence bize sakinleşip kendimize dönmemiz, kendimizi çok çok sevdiğimiz biriymişçesine sarıp sarmalayıp, kendimizi iyileştirmemiz gerektiği mesajını veriyor. İnsan önce iç kavgasını yatıştırdıktan sonra dış kavgalara müdahale edebilecek erginliğe erişebilir gibi geliyor bana. Korkma, paniğe kapılıp stres yapma. Kendine iyi bak. Sağlıklı günlerimiz olsun.