Karantina Günlükleri : Covid-19’un Sizi Değiştirmesine İzin Verin!

Bütün dünya tek bir şeyi konuşuyoruz şu günlerde; bir virüsün yol açtığı enfeksiyon. 3 ay gibi kısa bir sürede, pasaportsuz vizesiz tüm gezegende girmedik ülke,ihlal etmedik sınır bırakmayan bu virüs insanlığın düzenini ve haliyle psikolojik fizyolojik dengelerini biraz bozdu… Tadımız biraz kaçık,düzenlerimiz hızlıca değişti. Sevdiklerimizin ve kendimizin sağlığı için endişe duyuyoruz, belirsizlikler kaygılarımızı tetikliyor. Olan biten karşısında kontrol gücümüz sınırlı da olsa, bu yapabileceğimiz şeylerin olmadığı fikrine kapılmamıza neden olmasın. Alınan tedbirleri ilgili bakanlıklar ve uzmanlar titizlikle bizlerle paylaşıyor, bizler de kişisel önlemlerimizi; sosyal izolasyon, artırılmış hijyen,sağlıklı beslenmek gibi elimizden geldiğince uyguluyoruz. Yeni ve geçici bir düzene uyum sağlamaya çalışıyoruz. Bu süreç hepimizde elbetteki farklı farklı şekillerde seyredecektir. Saatlerce tavanı seyretmek, içindeki üretkenliği fark edip her gün yeni bir işe koyulmak, bir gün dinçken bir gün isteksiz olmak da bu çeşitliliğe dahil ve normal. İnstagram gönderilerinin “karantinaya en iyi ben uyum sağladım”şovlarıyla bezenmesi sizlere bu sürecin tek doğrusunun “verimlilik” ya da “üretkenlik ” olduğunu düşündürtmesin. Her ne yaşıyorsanız kendize onu anlamak için şefkat gösterin ve unutmayın ki her zaman güçlü ve verimli olmak zorunda değilsiniz, ki zaten bu mümkün de değil.Şimdi bu sürecin hepimizde aynı etkiler yaratmayacağını göz önüne alarak, bir soru sormak, ardından üzerine biraz beraber düşünmek istiyorum. Bu süreçte hayatınızda neler değişti ? Neleri daha sık yapmaya başladınız? Neleri azalttınız?Neleri azaltmak zorunda kalmak sizi etkiledi?Virüsün bazı durumlarda hayati risk teşkil ettiğini duyduğunuzda, kendinizden başka endişelendiğiniz insanlar oldu mu? Kendinizi korumak için kimlerin işbirliğine,hangi meslek gruplarına ihtiyaç duydunuz?Karantinada tek başınıza kalmak fikrini belki de ilk defa düşünmek size neler hissettirdi? Yanınızda birinin olmasını tercih eder miydiniz, ederseniz bu kişi/ler kim olurdu? İnanıyorumki bu sorulara vereceğiniz cevaplar, hayatınızdaki önem ve öncelik sırasına dair de birçok ipucu sunacak sizlere. Birini sandığınızdan daha çok sevdiğinizi, bir şeyleri azaltmanın belki de iyi geldiğini fark ettirebilir, iyileşmek ve korunmak için başka insanlara ve meslek gruplarına ihtiyaç duyunca aslında dayanışmanın bu zincirin temel bir parçası olduğunu hatırlatabilir örneğin.

Evde Neler Yapabiliriz?

İşi ve okulu tatil edilen gruptaysanız, bu süreci size evde geçirmeniz ve dinlenmeniz için verilmiş bir tatil olarak görebilirsiniz. Zamansızlıktan yakınan biriyseniz, size kalan bu vakitte evde neler yapabileceğiniz üzerine düşünebilirsiniz.Ben de her gün akşam bir liste hazırlıyorum kendime. Okumak istediğim kitaplar, izlemek istediğim filmler & diziler, yetişemediğim derslerim, yazamadığım yazılar vardı. Yarın için akşamdan bir plan hazırlamak, kafamda iç içe giren to do listleri organize etmeme ve zihnimi boşaltmama yardımcı oluyor. Yanına hafif bir müzik açıyor, sevdiğim bir mumu yakıyorum bunu yaparken.Sporu seviyorsanız ya da hareketsizliğinizi azaltmak istiyorsanız birçok sosyal medya hesabından online egzersizlere ulaşabilirsiniz, üstelik hiçbir spor aletine ihtiyaç duymadan, çeşitli süre seçenekleriyle. Unutmayın, spor hastalıklardan korunmada ve psikolojik sağlığımızda koruyucu ve iyileştirici bir faktör. Bunu her gün yapmak zorunda değilsiniz, rutinize dahil etmek de gayet yeterli.Balkonunuz varsa kahvaltılarınızı, çay saatlerinizi oraya, yoksa bir pencerenin önüne taşıyabilirsiniz. (Kış mevsiminde bizi yakalamadığı için virüse selamlarımızı gönderiyoruz, en azından bu kıyağı geçti bize:)

Bu çay saatleri için yeni tarifler deneyebilirsiniz. Pratik ve sağlıklı şeyler hazırlamak hem üretkenlik hissini besliyor, hem vakit geçirmemize yardım ediyor, hem damağa hitap ediyor :)Fiziksel olarak ayrı düştüğünüz kişilerin hayatınızdaki yeri üzerine düşünmek için de şahane günler bence! Dilediğimiz vakit görüşebilmek ne kadar kıymetliymiş, bu süreci atlattıktan sonra o anlardan daha fazla doyum alacağımı düşünüyorum artık. Teknoloji sağolsun, böyle bile birbirimizin bir tık uzağındayız. Görüntülü buluşmalar organize edip yarım kalan kahve sohbetlerine oradan devam edebilirsiniz.Elimizi yüzümüze sürmemeye çalışırken, dokunduğumuz yüzeylere dikkat edelim derken hiç olmadığımız kadar farkındayız içinde bulunduğumuz “an”ın. Dokunduğum an geçmişin pişmanlığından ya da geleceğin kaygısından çıkıp o ana geliyorum hemen. Meğer ne çok yüzümüze dokunuyormuşuz, bu ihtiyacımın farkına yeni varıyorum.Bunun gibi birçok ihtiyacımı fark ettim ben de. Kültürümüzle de ilgisi olduğunu düşündüğüm sarılmak, tokalaşmak alışkanlıklarımız gibi; sevdiğimiz ve bizi seven birilerine dokunma ihtiyacı mesela. Bir dostun omzuna yaslanmak, sımsıkı sarılmak, elini tutmak, yanağından bir makas almak…heyy gidi günler 🙂 Bu süreç bittiğinde sağlığımız için endişe duymadan sevdiklerime sarılmayı dört gözle bekliyorum.Onların yanına gelirken kendimi korumak için temin etmem gereken bazı malzemeler için eczaneye, markete uğramam gerekti ve talep karşısında fiyatların artması üzerine düşündüm; bir yabancıya, bazen görmezden geldiğimiz öteki’ne ihtiyacımız var. Onun adaletine, vicdanına, sağduyusuna, işini doğru ve iyi şekilde yapmasına. Bir dezenfektan alırken zor durumumuzun kullanılmamasına ihtiyacımız var, bir eldiven alırken ihtiyacından fazlasını almayıp kendisinden sonra o rafa yönelen bir diğer insanı düşünen mahalleliye ihtiyacımız var. Sokağa çıkmak yasaklandığında balkondan söylemeye başladığımız şarkının nakaratına eşlik edecek bir üst komşuya ihtiyacımız var. Kendini risk grubunda görmese de, risk grubunda olabilecek bir başka kişiyi düşünerek hareket eden ve sorumluluklarının farkında olan, bilim ve aklı rehber alan birilerine ihtiyacımız var. Bizim birbirimize ihtiyacımız var.Umarım ki bu süreç birbirimizi bundan sonra daha çok görüp gözettiğimiz günler getirir. Hayatımıza bu zaman zarfında bazı davranış değişiklikleri katarak bu süreçten karlı çıkabiliriz, ben buna derinden inanıyorum. Daha sağlıklı ilişkiler kurabilir, sahip olduğumuz şeylerin kıymetine dair daha yüksek bir farkındalık geliştirebiliriz.Herkese geçmiş olsun diyor, geçtiği günleri beklerken umutlarımızı başköşede misafir edelim istiyorum.Sağlıcakla kalın.

Recoveroneself

Written by Altan Yiğit

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir