Bu yazıyı okuyorsanız muhtemelen öfke kontrolü problemi yaşıyor veya yaşayan birilerini tanıyorsunuz. Yalnız değilsiniz! Birçok insan hayatının belli dönemlerinde öfke ile savaşmış veya kontrolsüz öfkenin sonuçlarıyla karşı karşıya kalmıştır. Merak etmeyin! Öfke, üzerinde çalışıldığında üstesinden gelinebilecek bir problemdir. Fakat gelin bu konuyu biraz inceleyelim.
Nedir bu öfke?
Öfke,insanların kendilerini fiziksel ve psikolojik tehlikelere karşı korumalarına yardımcı olan bir duygudur fakat ne var ki kontrolsüz kullanıldığında sonuçları düşünülenden daha ağır olabiliyor. Öfke problemi neticesinde yıkılmış ilişkiler ve kariyerler, bolca mutsuzluk ve sağlık problemleriyle karşılaşılabilir. Yani öfke önemlidir ve hayatınızı yok edebilir.
Peki nedir sizi bu kadar öfkelendiren, bu kontrolsüzlüğün altında yatan problemi hiç düşündünüz mü?
Öfke üzerinde genetik faktörlerin ve bilişsel bozuklukların rol olmasıyla birlikte, içinde yetiştiğimiz çevre ve travmalarımızın etkisi oldukça fazladır.
> Psikotikler ve antisosyal kişilik bozukluğu olan bireyler normale nazaran daha çabuk öfkelenebilirler. Sinirlendiğimiz zaman salgılanan Monoamin Oksidaz (MAO) emzimi içimizdeki öfkeyi baskılar. Bu tarz rahatsızlıkları olan kişilerde MAO emzimi normal insanlara kıyasla daha az salgılandığı için saldırgan özellikler gösterirler. Ayrıca öfkelerinin sonucunda kaygı ya da korku yaşamazlar ve sinirlerini yatıştırmakta normalden fazla güçlük çekerler. Araştırmalara göre bunun sebebi; kişide zaten yapısal olarak az salgılanan MAO emziminin küçük yaşlarda görülen kötü muamele ile birleşmesi olduğunu düşünülüyor. Öfkenizi kontrol etmekte çevrenizdekilerden daha fazla zorluk çekiyorsanız ve diğer maddelerin kendinizde olduğunu düşünüyorsanız bir uzmanla görüşmeniz sizin ve çevreniz açısından faydalı olacaktır.
>Aile yaşantınızda öfkeniz üzerinde oldukça etkilidir. Ailenizdeki bireylerin öfkelerini nasıl biçimlendirdikleri, ebeveynlerinizin veya bakıcılarınızın öfkelerini nasıl yansıttıkları, ailenizden kimi model aldığınız ve aile bireylerinizin size karşı öfkelerini nasıl açığa çıkartıp, yansıttıkları şuanki öfkenizi şekillendiren etmenler olabilir. Eğer öfke problemi yaşıyorsanız kendinize zaman ayırdığınız bir gün bunları düşünüp, cevaplandırmanız faydalı olacaktır. Öfke problemini bir başkası ile yaşıyorsanız aynı soruları karşınızdakininde cevaplamasını teklif edip, sorularınızın cevaplarını birbirinizle paylaşabilirsiniz. Bu tür bi konuşma karşılıklı sabır,anlayış ve merhametinizi geliştirmekte faydalı olabilir.
>Travmalarımızın da öfke üzerinde etkisi oldukça fazladır. Öfkenizin altında sevgisizlik,korku ve acılarınız yatıyor olabilir. Hayatınızın tüm evrelerinde yaşadığınız travmaların etkisini şuan öfkeyle yansıtıyor olabilirsiniz.
Nasıl sakinleşebilirim? İşte birkaç küçük öneri!
>Öfkeyi yatıştırmanın en kolay yolu, ortamdan uzaklaşmak ve o anlık olayın içinden çıkmaktır. Kısa süreli de olsa o an işe yarayacaktır.
>Gevşeme tekniklerinden faydalanabilirsiniz. Öfkeli olduğunuz anlarda aklınıza gelmeyebilir, endişe etmeyin bunu alışkanlık haline getirmek sizin elinizde!
*Diyaframdan derin derin nefes alıp verebilirsiniz, bunu yaparken kendinize sakin olmanız telkinini vermek işe yarayacaktır. Ona kadar saymakta başka bir çözüm olabilir. Kızdığınızı hissettiğiniz anda ona kadar derin nefesler alıp vererek sayın. Sona yaklaştıkça küçük şeyleri nasıl büyüttüğünüzü farkedeceksiniz.
>Spor yaparak da öfkenizi kontrol altında tutabilirsiniz. Fazla enerjinizi koşarak boşaltmaya ne dersiniz? Öfke başka bir tarafa yönlendirildiğinde yumuşatılabilir. Annenizle tartıştınız ve asla sizi anlamadığını düşünüyorsunuz, öfkeniz geliyor hissettiniz. Sakin olun derin bi nefes alın ve kendinizi dışarı atın, yürüyün ya da koşun hem enerjinizi boşaltın hem sağlığınızı koruyun. Sağlıktan bahsetmişken değinmek istediğim küçük bir nokta daha var. Öfke, stres hormonu yani kortizolün yükselmesine neden olduğu için sağlık dengemizi bozar, metabolizmamızı yavaşlatır kilo alımına sebebiyet verir. Öfkeliyken ya da kızgınken vücudumuz hayatta kalmaya odaklıdır. Vücudumuz yaralandığımızı düşünerek kanı pıhtılaştırıcı kimyasallar salgılayabilir bunun sonucunda felç ya da kalp krizi geçirme riski artar. Aman dikkat! 😉