Puberte kız çocuklarının ergenliğe geçiş dönemi olarak adlandırılır. Ancak değişim evresindeki puberte ve adolesan terimleri farklı kavramlardır. Bu dönemlerde vücudun fizyolojik olarak yaşadığı değişim süreci olarak birbirini takip eden evrelerdir.
Seksüel açıdan farklılaşma ve genital organların seks aktivitesinin aktifleşmesi ile karakterize olan puberte dönemi, adolesan döneminin ilk basamağıdır. Ancak adolesan döneminde yaşanan seksüel fonksiyonlarının aktifleşmesi fiziksel olgunlaşmanın yanı sıra psikolojik açıdan da ilişkili gelişme gerçekleşmektedir. Gerçekleşen bu olgunlaşma sürecindeki son evreye adolesan denir.
Puberte döneminde yaşanan fizyolojik ve psikolojik değişimler ile beraber kişide davranış değişiklikleri ortaya çıkar. Davranış değişikliği genellikle çocukların 15 yaşından sonra gerileme gösterirken, puberte döneminin başlaması ile birlikte ortalama olarak 4,5 -5 yıl içerisinde tamamlanmaktadır. Ancak kız çocukları erkek çocuklarından 2 yıl önce puberteye adım atar.
Puberte dönemindeki değişimler hangi yaşlarda gerçekleşir?
- Meme gelişimi 10- 12 yaşlar arasında
- Davranış değişiklikleri 12- 14 yaşları arasında
- Menarş ( ilk adet kanaması ) 12- 14 yaşları arasında
- Koltuk altı ve genital bölgede tüylenme menarş ile birlikte 12- 14 yaşları arasında
- Memenin erişkin hale gelmesi 14- 16 yaşları arasında olmaktadır.
İnsan vücudunun yönetimi beyinde yer alan hipofiz bezi kontrolünde salınan hormonlar tarafından yapılmaktadır. Kız çocuklarının yaşadığı bu fizyolojik değişim süreci hipotalamus, hipofiz bezi ya da diğer endokrin sistemlerindeki anormal durumlardan etkilenerek, erken puberte veya geç puberteye neden olmaktadır. Bu nedenle yaşanan bu değişimler normal sistem dâhilinde gerçekleşirken, farklılık gösterir.
Erken ( Prekoks ) Puberte nedir?
Kız çocuklarının normal kabul edilen puberte dönemi 9-14 yaşları arasında gerçekleşmektedir. Ancak bu yaş sınırlarından önce yaşanan puberteye, erken puberte denir. Özellikle sekonder seks karakterlerinin ve menarşın erken dönemlerde gerçekleşmesi kabul edilmemekle birlikte, araştırılması gereken konudur. Kız çocuklarında puberte prekoksun görülme ihtimali erkek çocuklarına göre 5 kat daha artmaktadır. Ancak görülme sıklığı nadir olarak %1 oranındadır.
Puberte prekoks teşhisi ve tedavisi nasıl yapılır?
Erken puberte nedeni ile başvuran hastaların öncelikle puberte prekoks tanısına uygunluğu tespit edilir. Bunun nedeni ise puberte belirtilerinin normal fizyolojik gelişim ile karıştırılmış olmasıdır. Teşhis de merkezi sinir sistemi, yumurtalık ya da adrenal gudde herhangi bir sorunun olup olmadığı incelenerek ekarte edilmektedir. Ayrıca meme gelişimi ve tüylenme durumunda muayenede edilerek taner sınıflanmasına göre değerlendirilir.
Kafada herhangi bir patolojinin saptanması için CT veya Mr, pelvik anomalileri için USG ya da CT, kemik yaşının belirlenmesi, hormon kontrolleri için HCG, TSH, LH, FSH ve steroid ölçümü yapılarak teşhis edilmektedir. Erken puberte teşhisinde dikkat edilmesi gereken sekonder seks karakterinin yalnızca birinde ya da tüm karakterlerde gelişim gösterdiğidir. Bu nedenle erken telarş, erken pubarş gibi ayırıcı faktörleri değerlendirilerek, erken puberte teşhis edilir. Yapılan test ve tetkikler sonucunda erken puberteye neden olan patolojilerin tedavisi ile beraber gerekli hormon desteği sağlanmaktadır.
Geç puberte nedir?
Sekonder seks karakterinin ve menarşın 16 yaşında kadar olmaması halinde geç puberte söz konusu olmaktadır. Kız çocuklarının %0, 6’sında İdiopatik olarak rastlanmaktadır. Gelişim evresinin gerçekleşmemesi nedeni ile bu sorunu yaşayan çocukların boyları kısa, kemik yaşı küçüktür.
Yapılan test ve tetkikler sonucunda geç puberte nedenleri arasında trioid hormonu eksikliği tespit edilmiş ise, trioid tedavisi uygulanır. Büyüme hormonları eksikliğinden kaynaklanan sorunlarda büyüme hormonu verilir. Ancak hormonal bozukluğun olduğu tüm vakalarda östrojen tedavisi seksüel karakterlerin gelişmesini aktifleştirmek amacı ile 6 ay ile 1 yıl süreli tedavi uygulanır. Tedavi sürecine takiben doğum kontrol hapı da verilmektedir. Nedenleri arasında yoğun stres, aşırı egzersiz, beslenme alışkanlığı gibi durumlarda, yaşam tarzında yapılan değişikliklerle giderilebilmektedir.
Dr. Evrim Aksoy