Bu listede kendini görenlerle sarılıp doya doya ağlaşabiliriz!
Evlisin, baban-erkek kardeşlerin var veya sevdiceğinle birlikte yaşıyorsun ya da ev arkadaşın bir erkek… Aynı evde yaşadığın o ponçik erkek bireyden ev işleriyle ilgili herhangi bir şey istediğinde ne oluyor? Ah, neler olmuyor ki. 🙂 Şimdi onlara şöyle bir bakalım diyorum. Amacım, bunu yaşayan tek kişinin sen olmadığını gösterip, az da olsa rahatlamanı sağlamak. 🙂
Bir erkeğin kirli çoraplar ve kirli sepeti arasında bağ kurması neredeyse imkansızdır.
Tamam, imkansız değilse bile çok zordur. Normalde bizler için çorapların maksimum iki yeri vardır değil mi? Bir, çorap çekmecesi. İki, kirli sepeti. Ancak erkekler için durum daha nettir; nereye çıkardıysa orası.
Tabii, çıkardığı çorapları top yapıp şut çekerek evin muhtelif yerlerine atmadıysa.
Erkeklerin yaşadığı yer hiçbir zaman yeteri kadar kirli değildir.
Birlikte yaşadığınız erkeğin kendine ait bir yaşam alanı vardır değil mi? Yoksa bile yatağın bir tarafı, o kenarın yanındaki komodin, sürekli oturduğu koltuk ya da bilgisayar masası. Bak dikkat et, erkeğin “yaşam alanı” olarak sahiplendiği yerlerde bir takım olmazsa olmazlar vardır. Nedir bunlar? Tabii ki etrafa saçılmış kağıt peçeteler, sigara külleri ya da tütün artıkları, biraz daha zorlarsak kirli çamaşırlar, çıkarıldığı gibi öylece, kalıp gibi bırakılan pantolon ya da eşofman, ekmek kırıntıları, kirli bardaklar.
Of, yazarken bile içim şişti. Bizler bunları her gördüğümüzde içimizden çığlıklar atmak gelse de erkek bireyler için tüm bu şeyler, doğal yaşam alanlarının birer parçasıdır maalesef.
Bulaşık makinesi boşaltan erkek sana ekstradan iş çıkarmış demektir.
Bulaşık makineni düzgünce yerleştirmişsin. Makineyi en optimum seviyede doldurmuşsun. Bulaşıklar mis gibi yıkanmış. Harika. Ancak durup durup bir anda sana yardım edesi tutan erkek birey, bulaşık makinesini boşaltmaya başlarsa, o noktada biraz korkman gerekebilir. “Ayy cnm bnm yha, nasıl da yardım ediyor bana” gibi bir duyguya kapılsan da, bulaşık makinesi boşaldığında hiçbir bardağın, çatalın ya da tabağın normalde olması gereken yerde olmadığını göreceksin.
Erkek birey, makineyi boşaltırken eline geçen her şeyi, uygun gördüğü herhangi bir dolaba ya da çekmeceye koyacaktır. Bu da senin, tüm o parçaları olması gereken yerlere tekrar koyman demek. Çok üzücü. 🙁
Erkek birey ayaklarını uzatıp sehpanın üzerine koyabiliyorsa, dağınıklık filan yok demektir.
Sehpa senin için ne demek, bunu biliyorum kız kardeş. Ancaaak, bir erkek için sehpa, tabii ki koca ayaklarını uzatıp koyabileceği bir eşyadır. Fazlası değil.
Sehpanın üzerinde erkeğin doğal yaşam alanlarının birer parçası olan tuzluk, içi onlarca izmaritle dolu olan küllük, dışardan söylenen pizzanın kutuları, dün gece yenmiş portakalın kabukları olabilir. Eğer erkek birey tüm bunları ayağıyla iterek, ayaklarını koyacak yer bulabiliyorsa ortada dağınıklık da yoktur.
Erkek için herhangi bir şeyin yeri, heryerdir.
Bizler için evdeki her şeyin bir yeri vardır değil mi? Tırnak makasının, terliklerin, vazonun, anahtarların ya da şarj aletlerinin. Evdeki erkek de aslında tüm bunlarının belirli yerlerinin olduğunu bilir. Ancak sıkıntı, hiçbir şeyi olması gerektiği yere koymamasıdır.
Mesela tırnak makasını kullanır, sonra kullandığı yerde bırakır. (Sehpanın üzerinde.) Harıl harıl aradığınız anahtarlar, mutfak raflarından birinde olabilir. Sonra onları tekrar yerlerine koymak kime düşüyor peki?
Evet, bildin.
İşte böyle.
Eğer sizin evde de aşağı-yukarı böyle şeyler yaşanıyorsa hiç üzülme. Yalnız değilsin. Bu durum geçecek mi? İşte onu hiç bilmiyorum. Ama en güzeli, onları böyle kabul edip beklentilerimizi yükseltmemek. 🙂
Sizleri seviyorum.