1- Sevgililer Günü klişelerine gönderme yapan ve en yaratıcı olmaya çalışırken klişe olmayı başaran reklamlar.
2- Gerçek kalbe bile benzemeyen kırmızı kalp sembollü her şey. Kırmızı kalpli yastıklar, kırmızı kalpli kutular, kırmızı kalp emoji’si.
3- Peluş ayı ve Sevgililer Günü bağlantısını kim kurdu bilemiyorum ama her sene Sevgililer Günü’nde hediye edilen peluş ayılar. Kimse “Ted”i (2012) izlemedi galiba.
4- Anladık, kırmızı gül aşkın ve tutkunun sembolü. Ama o işler eskidenmiş. Artık günümüzde takipçi kasmak, like kovalamak, DM’den yürümek, arkadaşlık sitesi gibi şeyler var.
5- Sevgiliyle, “Sevgililer Günü’nü umursamıyoruz ama çok da sıkı fıkı sevgiliyiz ha” selfie’si çekmek.
6- Sevgililer Günü’ne karşı olmak. Sizi My Bloody Valentine’lar sizi!
7- Bir Sevgililer Günü hediyesi olarak parfüm, aşk mesajlı kupa, sevgilinin suratının basılı olduğu tişört, bir kutu çikolata, küçük ev aleti almak. Küçük ev aleti!
8- Birlikte; konusu, oyunluğu gerçekten çok kötü olan ama sırf amaca hizmet ettiği için izlenen romantik komediler. Kız fakir, oğlan zenginmiş. Bunlar birbirlerini görmüşler, aşık olmuşlar. Yalnız babaları biraz despotmuş…
9- Eski moda aşkları yaşatmak uğruna karışık kaset çekmek, köprü manzarasında dans etmek, birlikte çekilen fotoğraflardan albüm hazırlamak… Ay içim bayıldı.
10- Ben kedimi seviyorum, ben köpeğimi seviyorum, ben yalnızlığımı seviyorum, ben annemi seviyorum, ben babamı seviyorum, ben çocuğumu seviyorum, ben İstanbul’u seviyorum.. Anladık Sevgililer Günü’nü sevmiyorsun.
11- Sevgililer Günü’ne karşı olmak ama hadi internette gördüklerine özenmesin diye yine de bir “seni seviyorum” demek.
12- Evet dedi.
13- Hala birbirlerini büyük bir aşkla seven, bilmem kaç yıllık evli çiftlerin hikayelerini paylaşmak. Altına da “bu biz olabilirdik” yazmak.
14- Sevgililer Günü’nü kapitalizmin oyunu olarak görenlerle hep o günü bekleyenlerin enerjilerinin çarpışması ve ortaya çıkan internet bulutu.
15- Sevgililer Günü klişelerini anlatan yazılar, listeler, paylaşımlar… 🙂