“8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü”ne çoğunlukla 8 Mart ya da Kadınlar Günü deriz ve o günün biz kadınlara özel olduğunu biliriz. O gün indirimler, bildirimler, özlü sözler, çiçekler, reklamlar derken her şey kadınlar içindir, kadın odaklıdır. Ama her şey bundan ibaret değil. Öyle ki o günün tam adı 8 Mart Dünya Emekçi Kadılar Günü’dür. Aslında her kadını yakından ilgilendiren bir de hikayesi vardır. O gün kadın örgütleri, kadın sendikaları, kadın platformları ve nicesi dayanışma halindedir. (Her zaman dayanışma halindedir.) Ülkemizde her yıl Mart’ın 8’inde kadına dikkat çekmek için İstiklal Caddesi’nde “Feminist Gece Yürüyüşü” yapılır. Daha birçok küçüklü büyüklü kutlama ve anma gerçekleşir. Günümüzde hala toplumsal eşitsizliğe uğrayan, cinayetlere kurban giden, fiziksel şiddete maruz kalan, nasıl yaşaması gerektiği kendisine dayatılan, temel ihtiyaçlarına ulaşmak için bedel ödemesi gereken, eşit vergi ödemesine rağmen eşit koşullarda yaşayamayan hep biz kadınlarız. İşte bu yüzden 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü daha iyi anlamamız gerek. Varız ve buradayız dememiz, hayatımıza sahip çıkmamız, haklarımızı aramamız gerek. Hadi gel 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü madde madde anlayalım.
“Kadın doğulmaz, kadın olunur!” Simone de Beauvoir
1- 8 Mart 1857’de Amerika’nın New York şehrinde yaklaşık 40.000 işçi kadın daha iyi şartlarda çalışmak ister ve greve başlar. İstekleri insanidir aslında. 16 saat yerine 10 saat çalışmayı ve ücretlerine artış yapılmasını talep ederler.
2- Polis kadınlara saldırır ve onları fabrikaya kilitler. Fabrikada yangın çıkar ve 129 kadın kilitli oldukları için hayatlarını kaybeder.
3- Basın, yaşananlara yer vermemesine rağmen ölen kadınların cenazesi ses getirir. Cenazeye on binlerce kişi katılır.
“Eğer bir adam her şeyi yok edebilirse, neden bir kadın bunu değiştiremesin?” Malala Yousafzai
4- Bu olaydan 53 yıl sonra, 1910’da Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda kadın ve emek mücadelesi tartışılır. Dünyadaki bütün kadınlar için geçerli olacak bir mücadele günü belirlenmesine karar verilir.
5- O yıllarda kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmemişti. Bu yüzden belirlenecek bu günün temel amacı kadın hak ve özgürlükleri olur. Bu gün dünyanın her yerindeki kadınlara uygulanan baskıyla mücadele etmeyi amaçlar.
6- İlk uluslararası Emekçi Kadınlar Günü 19 Mart 1911’de gerçekleşir. Toplantılar düzenlenir, sokak yürüyüşleri yapılır.
“Kadınların evlerimizde, sosyal ortamlarımızda, hükumetimizde, iş yerlerimizde eşit bir katılımcı olmaya ihtiyacı var.” Emma Watson
7- İlk defa Clara Zetkin (Almanya Sosyal Demokrat Partisi) 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını önerir. Bu öneri oy birliğiyle kabul edilir. 3. Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda da bu günün tam adı belirlenir: 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
8- İlk yıllarda bazı ülkelerde engellerle karşılaşılsa da zamanla dünyanın çeşitli yerlerinde bu gün kutlanır. 1960’dan sonra Amerika’da da kutlanmaya başlar.
9- 16 Aralık 1977’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu da bu günü tanır ama adına “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” der. Bunu bir kutlama olarak gösterir. Oysaki bu bir anma (hayatını kaybeden işçiler için) ve hak mücadelesidir. Bu tartışmalar devam etse bile dünyanın her yerinde kadınlar 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü hem kutlar hem anar hem de anlar.
10- Türkiye’de de ilk defa 1921 yılında bu adla kutlanır. 1980 Askeri Darbesi’yle kutlamalara ara verilir ama 1984’ten sonra her yıl devam eder. Ve kadınlar sadece o gün değil, her gün birbirlerine destek olur, sahip çıkar…
“Ben kadınların erkekler üstünde güçleri olsun istemiyorum, kendi üstlerinde güçleri olsun istiyorum.” Mary Wollstonecraft