Çoğu insan içinde bulunduğu ana odaklanamadığını ve huzursuz olduğunu söyler. Ortalama iyi bir yaşantıya sahip olmanıza rağmen huzursuzluk yaşıyorsanız bunun altında yatan sebep; geçmişe takılıp kalmak ve gelecek konusunda kaygılı olmaktan kaynaklanıyor olabilir.
Araştırmalara göre, insan zihninden günde 60 bine yakın düşünce akışı gerçekleşir ve bunun 50 bini geçmişe, geri kalan 10 bini ise geleceğe ait düşünceler olduğunu düşünülüyor. Peki bu akış yaşanırken ne kadar içinde bulunduğumuz andayız? Ya da bu kadar geçmişe takılı kalmış ve kaygılıyken nasıl ana odaklanabiliriz?
Önce geçmişi kabullenmelisiniz…
Geçmiş üzerinde hiçbir kontrolümünüzün olmadığını ve yaşadıklarınızı artık değiştiremeyeceğiniz gerçeğini kabul etmelisiniz. Bu konuda kabullenici olmak, geçmişi düşünüp “keşkelere” takılmaktan daha faydalı olacaktır.
Geçmişi değiştiremeyiz fakat geçmişin duygusal etkilerini değiştirmek mümkün!
Kendinizi geçmiş konusunda affedemiyorsanız; ‘O an öyle olması gerekmişti,
o zamanki şartlarda deneyimlerim öyle davranmamı sağlamıştı ama bugünkü potansiyelimle daha farklı davranırım’ tarzı düşünceler size yaşadıklarınızın duygusal etkilerini değiştirmenizde yardımcı olacaktır.
Pişmanlıkları ve keşkeleri bir kenara bırakarak daha akılcı ve ana odaklı düşünmek gerekiyor. Hepimizin başından bazen üstesinden gelemediğimiz ve bizi daha farklı boyutlara taşıyan durumlar geçmiştir. Önemli olan yaşadıklarınızdan alabileceğiniz deneyimleri alıp onu zamanında yolcu edebilmektir. Aksi halde geçmişi sürekli yanınızda taşımak zorunda kalacaksınız ve bu durum hayat yolculuğunuzda geçmişi kendinize yük etmekten başka işe yaramayacaktır. Üstelik yaşadıklarınıza takılıp kaldığınızda ileri gidemeyecek ve içinde bulunduğunuz anın güzelliklerini kaçırmış olacaksınız.
GELECEK KAYGISI
Geçmişe takılı kalmak ne kadar huzursuzluk ve üzüntü yaratıyorsa, sürekli geleceği düşünmekte bir o kadar kaygı yaratacaktır.
Gelecekle ilgili devamlı korkularınız ve meraklarınız sizi şimdiki andan koparmış olacaktır.
Devamlı olarak; “Acaba böyle olursa ne yaparım?, Bunun üstesinden nasıl geleceğim?, Ya her şey daha da kötüye giderse?” gibi düşünceleriniz mutsuzluğunuzun kaynağına dönüşebilir.
Bunları düşünmenizin sebebi ise, ileride istemediğiniz durumların içine düşmemek, riskleri azaltmak, önlem almak isteğidir. Fakat unutmamanız gereken küçük bir nokta var, yaşanılacakları bilmeye çalışmak ve gelecekle ilgili kestirimlerde bulunmak gerçekçi bir düşünce biçimi değildir.
Gelecek kaygılarından kurtulmak için neler yapabilirsiniz?
*Şu an kendi kafamdan yarattığım bir tehlike için çabalamama gerek yok,
*Eğer gelecekte bir problem ile karşılaşırsam o zaman gerekeni yaparım,
*Şimdi geleceği kurgulamaya çalışırken aslında bugünümü kaybediyorum,
*Geleceği bilmeye çalışmak enerjimi bitirmekten başka bir işe yaramıyor,
gibi düşünceler kaygılarınızla baş etmenize ve anda kalmanıza yardımcı olacaktır.
Unutmayın ki içinde bulunduğumuz an, üzerinde herhangi bir kontrolümüzün olduğu tek zaman dilimidir.
Şimdiki ana odaklandığınızda korkularınızı,kaygılarınızı ve keşkelerinizi silip atmış olursunuz.
Anı yaşamak kontrolsüzlük değildir. Anı yaşamak bir daha tekrarı olmayan hayatınızın her anından keyif alarak yaşamaya çalışmaktır.
O an ne yaşıyorsanız onun tadına varın! Problem olabilme potansiyeli taşıyan düşüncelerinizle şimdi savaşmak yerine, karşınıza gerçek bir problem olarak çıktığı zaman savaşmak daha doğru bir çözüm olacaktır.
Örneğin; mezun olurken “Ya hemen iş bulamazsam?” diye düşünmek yerine, üniversite eğitimini tamamlamış olmanın haklı gururunu hissetmeyi tercih etmek, sadece bir kez yaşayacağınız o anın hazzından, gerçekleşmemiş korkularınızdan dolayı kendinizi alıkoymaktan daha akılcı olacaktır.
İçinde bulunduğunuz bu yolculuk her zaman güzel anlarla sınırlı değildir, bazen bunaltıcı ve karanlık anlar yaşayabilirsiniz. Öyle zamanlarda yaşadığınız anı kucaklamak ve yavaş yavaş geçmesini beklemek doğru bir çözüm olacaktır.
Geçmiş ve gelecek her zaman aklınızda olacak fakat bunu yönetebilmek ve yaşanabilir bir hayatınız olmasını sağlamak sizin elinizde!
Siz geleceğinizle ilgili devamlı planlar yaparken ya da geçmişe takılı kalmışken; anı kaçırırsınız, çocuklarınız büyümüş, sevdiğiniz insanları kaybetmiş ve hayallerinizin çoğunu gerçekleştirmeden hayatı kaçırmış olursunuz. Unutmayın ki hayatınız bir prova değildir ve bir daha yaşamak için ikinci bir şansınız yoktur..
Hayat yolculuğunuzun dolu dolu geçmesi dileklerimle…
Sevgiler,
Psikolog Aslıhan Sönmez