Alışveriş Bağımlısı Mısın?

İyi haberim var; alışveriş yapmayı seviyor olman seni “alışveriş bağımlısı” yapmıyor.

Peki Alışveriş Bağımlılığı nedir, duygusal süreçler nasıl çalışır, en çok hangi vakitlerde alışveriş yapıyoruz, gel beraber bakalım.

Takıntılı tüketim, kontrolsüz satın alma gibi isimlerle de anılan alışveriş bağımlılığı, psikoloji literatürüne ilk defa Emil Kreapelin’in “oniomania” terimiyle girmiştir. American Psychiatric Association’ın Ruhsal Bozuklukları tanımladığı ve açıkladığı kitap DSM IV-TR’e göre, Kompülsif Satın Alma Bozukluğu artık bir sınıfa (dürtü kontrol bozukluklarına) aittir.

Alışveriş davranışını problemli olarak görmek için aile, sosyal ve mesleki hayat, zaman tüketimi, ekonomik sonuçlar, alışveriş öncesi ve sonrası duygulanımlar gibi birçok durumda olumsuz sonuçlar gözlemlemek gerekir. Bu davranışta önemli olan satın alınan şeyin kendisi değildir, satın almanın verdiği hazdır. Toplumda ortalama 100 kişiden 5’inde gördüğümüz kompülsif satın alma davranışının kadınlarda erkeklere göre daha güçlü duygusal, sembolik bir rol oynadığını gösteren çalışmalar da mevcuttur. Yine bu çalışmalara göre, bağımlı alışverişin başladığı dönem ise genellikle çekirdek aileden ayrıldığımız ve kendi kredi hesabımıza sahip olduğumuz ilk yaşlarımız.

En çok ne alıyoruz?

ABD’de 46 katılımcı ile yapılan bir araştırma, insanların satın almadan hemen önceki duygularının çoğunlukla üzgün olmak ve yalnızlık hissi olduğunu gösteriyor. Katılımcılar, satın alırken; kendilerini iyi hissettiklerini, yeni bir şey satın almaktan mutlu olduklarını ve bir güç duygusu oluştuğunu ifade etmişler.

Bu çalışmadaki bağımlıların neredeyse yarısı, öğleden sonranın alışveriş için en uygun zaman olduğunu düşünüyor. Satın alınan ürün kategorilerine bakıldığındaysa çoğunlukla kıyafetler, ayakkabılar, cd / albümler ve mücevherler alışverişte büyük pay alıyor.

Mutluluk uzun sürmüyor!

Fakat bu satın alma sürecinde hissedilen güç ve mutluluk duygusu uzun sürmüyor. Bireylerden bazıları daha sonra ürünleri görmemek için gizleyebildiklerini, utandıklarını ve suçluluk duyabildiklerini belirtiyor.

Alışveriş bağımlılığının nedenlerine baktığımızda nörobiyolojik, sosyokültürel ve bilişsel-davranışçı açıklamalar görüyoruz. Bağımlılık davranışının nörobiyolojisi üzerine yapılan araştırmaya göre, bağımlı kişilerde serotonin, dopamin ve kortizol seviyeleri değişmeler ve bozulmalar mevcuttur.

Neden olan sosyokültürel faktörler arasında, kredi kartlarına kolay erişim, medya ve TV’de artan reklamcılık gibi nedenler vardır ve bu faktörler, alışveriş bağımlılığının daha çok yüksek gelirli ülkelerde görülmesini de açıklamaktadır. Aile yapılarında parçalanma ve birlik duygusunun azalması, yalnızlığın artması ve geçici olumsuz izolasyon duyguları da insanların davranış satın almalarına yol açar.

Bilişsel davranış teorisine göreyse, erken çocukluk deneyimleri, mevcut duygusal durumlar, dışsal uyaranlar, satın alma davranışının kendisi, satın alma sonrası deneyimlenen duygusal durumlar, davranışsal ve ekonomik faktörler belirleyicidir.

Peki Ya Tedavisi?

Bağımlılık davranışının gelişmesinin birçok nedene bağlı olması ve alandaki çalışmaların kısıtlı olması, tedavide tek bir yöntemin etkili olmasını zorlaştırsa da farmakolojik etkinliği olan bazı tedaviler mevcuttur. Psikoterapi, grup psikoterapisinin de tedavide etkinliğini gösteren klinik çalışmalara ulaşılabilir. Kompülsif satın almanın aile ve ilişkiler üzerindeki etkileri göz önüne alındığında, aile danışmanlığı almak da yardımcı olabilir.

Recoveroneself

Written by Altan Yiğit

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir