Sadece Sende Değil, Hepimizde Oluyor: Akıntı

Fakat normal olanlar gibi enfeksiyona bağlı olanlar da var. Okuyun ve okutun bebişlerim.

shutterstock_294762800

Bazen en ufacık bir akıntıda paniğe kapılıp soluğu jinekologda alıyoruz. Bazen de vajinamız resmen “Lütfen, yalvarıyorum beni jinekologa götür!” diye bağırıyor, yine de gitmiyoruz. Neden? Çünkü akıntı hakkında çok fazla bilinçlenemedik canlar, maalesef yapamadık bunu.

Şimdi size anlayacağınız dilde, dilimin döndüğünce anlatmaya çalışacağım. Sonrasında siz ne yapacağınıza karar vereceksiniz.

1. Fizyolojik Vajinal Akıntı 
Bu, normal olan. Şöyle ki, sadece sende değil, hepimizde olan bir akıntı türü. Ergenlikte gelmeye başlıyor ve herhangi bir hastalığın olduğuna işaret etmiyor. Unutmamalısın ki, burnumuz ya da ağzımız gibi vajinamız da vücudumuzun dünyaya açılmış bir kapısıdır. Gülme. Öyledir. Ve onun da salgı ile beslenmesi gerekir. Yoksa zavallım kurur ve işlevini göremez.

Daha net konuşayım, nasıl ağzımızda tükürük, gözümüzde yaş ve burnumuzda da malum sıvı oluyorsa, vajinada akıntı olması da gayet normal. Eğer senin de uzun süredir akıntın varsa, bu akıntının salgılanması sırasında acı ya da sancı çekmiyorsan ve akıntın kokusuzsa, korkmana gerek yok.

Şimdi içinden “Ya amaan, keşke hiç olmasa da bi’ rahat etsek!” diyenler olacaktır. Onlara da söyleyeceğim şeyler var.

Akıntının aslında vücudumuz için çok büyük bir işlevi var. En önemlisi, rahim ağzı salgılarıyla birlikte, kendini sürekli olarak yenileyen vajina dokusundaki artıkların atılmasına yarıyor. Canını sıkan durum bu akıntı yüzünden her gün günlük ped kullanmak zorunda kalmaksa, hiç canın sıkılmasın. Arkadaşlarının “Ayy, bir hastalığın falan olmasın kız?” demelerine de aldırış etme. Vücudunu tanı. Akıntının miktarı rahim ağzında bulunan salgı hücrelerinin sayısı ve kadınlık hormonunun miktarı ile doğru orantılıdır.

Ayrıca Pepapp kullanıyorsan bilirsin, tavsiyelerimde de bolca değiniyorum bu konuya: Fizyolojik akıntı, adet döngüsünün her gününde var olabileceği gibi ovülasyon döneminde de görülebiliyor. Rahim ağzından yumurta akı kıvamında, lastik gibi uzayabilen berrak bir sıvı salgılanıyor ve bu sıvı bizler tarafından “akıntı” olarak nitelendiriliyor.

Ancak öte yandan “bir sorun var çiçitom” mesajı veren akıntılar var.
Şimdi de onlara bir bakalım.

2. Fizyolojik Olmayan Akıntılar  (Patolojik, Anormal Akıntılar)
Yukarıda söylediğimden farklı olarak bir de bu tip akıntılar var ve gerçekten dikkat edilmesi gerekiyor. Şöyle ki, normalden farklı bir yapısı var bu akıntı türlerinin. Vücudunu tanıyorsan anormal bir durum olduğunu da kolaylıkla gözlemleyebilirsin. Eğer akıntın olağan halinden çok daha yoğunsa, kötü kokuyorsa ve kıvamı daha koyuysa, hatta “kesilmiş süt gibi” görünüyor, rengi sarılı, yeşilli ya da maviliyse… Yapısı da köpüklü gibiyse, işte o zaman anormal bir durum olduğunu bilmen gerekiyor. Jinekoloğa gitmen şart.

shutterstock_426409261-1

Fizyolojik olmayan vajinal akıntılar şu hastalıklara işaret edebilir:

A) Vajinal Mantar (Vajinal Candida) Enfeksiyonu: Akıntı ile birlikte kızarıklık, ağrı ve şişkinlik yapar.

B) Vajinal Trikomonas (Trichomonas Vaginalis) Enfeksiyonu: Bu enfeksiyon, cinsel ilişki ile bulaşıyor. Yeşilimsi, köpüklü ve irritasyon yapıcı vajinal akıntı meydana getiriyor. Üstelik akıntı miktarı çok oluyor. Aman dikkat diyelim.

C) Bakteriyel Vaginosis (Gardnerella Vaginiti, Non-Spesifik Vajinit): Vajinal akıntı kokulu olur.

Eğer bunlardan herhangi birinden muzdaripsen, mutlaka ama mutlaka, hiç zaman kaybetmeden bir jinekoloğa gitmelisin.

Written by Altan Yiğit

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir